20 Kasım 2011 Pazar

wasting love

ölüyorum, ne haldeyim a dostlar..
oturamıyorum.
bildiğin ölüyorum ya.
böyle bir acı yok.
ama 90 izleyicim olmuş, şu durumda sevindirik oldum.
ayrıca annem beni ameliyatımın gecesinde bırakıp konsere gitti.
ağzına da sıçtım.
sıçarım.
aaaa içeri gitti lan. ışığımı kim kapatıcak ?
açık kaldı sabaha kadar........
neyse işte, durumlar kötü hacı, kötü..

30 Ekim 2011 Pazar

dreaming light

saat 2 oldu, aglamaktan basima agrilar giriyor.
yarin dershane + konser var ve olu gibi olacagim, konser mevzusundan her an vazgecebilirim.
bana ne yaptigina bak.
hayir bu sefer o degil,
su hayatta en beklemedigim kisi yapiyor bana bunu.
sevgisinden, arkadasligindan hep emin oldugum biri.
zaten ben ne halt yemeye birine guvenmeye kalkistim ki?
lutfen, yuzunu bir daha gosterme bana da unutayim.

29 Ekim 2011 Cumartesi

wings of god






"of ibne evladı seni çok özledim" diye mesaj atmamak için kendini zor tutmak.
şuan bunu yaşıyorum. hatta atıcaktım da. gururum izin vermedi işte.
yapamadım. we all fall down. Once in a while.

No one can find me, here in my soul.

23 Ekim 2011 Pazar

back down to earth

her zaman insanlara ihtiyaç duymayın.
ben nasıl bu bok çukurunda tek başıma yüzmeyi öğrendiysem,
ne olduysa içimde yaşamayı öğrendiysem
siz de öğrenin.
çünkü teselliye ihtiyaç duyduğunuz da ben orda olmayacağım.
sanki yeterince derdim yokmuş gibi beni boğmayın.
çok bencil gibi geldi kulağa. okuyabilecek birileri var onlar üstüne alınmasın.
birşeye tepki bu. tabii biraz önce olana değil.
yarın sınava girmemek için kıçımı yırtabilirim.
yırtamıyorum.
aslında artık bitti.
aslında artık bitmedi.
bu hikaye burda bitmek zorunda.
artık daldığım hayallerden dışarı adım atmalıyım.
o soru da biraz yüzleşmeme yardım etti.
yarın yeni bir gün.
yine hevesliyim, inanıyorum.
içimde bir yerlerle kendime dur diyemiceğimi bağıran birşeyler var.
dur demek zorundayım. böyle yaşayamam.
durumu bilenler de teselli yorumu yazmasın Allah aşkına ya.
burda içimi dökmeye çalışıyorum.
söylediğiniz hiçbirşey;
bir teselli yada öneri bunu birazcık bile azaltmayacak.
bana hiçbir yardımı olmayacak.
zaten başkalarının derdinden kendime üzülemiyorum.
mutlu sanıyorum kendimi. evet numara da yapmıyorum.
ben bile mutlu sanıyorum kendimi.
mutlu değilim. nasıl olabilirim ki ?
bundan daha aşağılayıcı birşey olabilir mi ?
yazamam bile buraya. hep yalan söylemeliyim.

yazamıyorum delireceğim. kimse okuyup kırılmasın diye yazamıyorum işte.
şaka olmalı bu. lanet olası bir şaka.




and it feels like im flying above you.


15 Ekim 2011 Cumartesi

ellore voarde bize yoh miğ ?



nur ne kadar haklı.
ne kadar yaparsam yapayım.
olmuyor, istesem de.
kimse gelmiyor beklesem de.

gerizekalı misafir çocuğunun facebooku açık kalmış.
yeni bir hesabım oldu arkadaşlar fsjkbs
evet hunharca kullanıcam.....
yok lan, çıktım demin.

bu sefer kararlı olmak istiyorum.
yapmak istiyorum bu işi.
yapıcam.
çekilin önümden.

9 Ekim 2011 Pazar

this love



ne yapacağımı şaşırdım şuan. güzelim günümün içine nasıl ettin sen öyle ya ?
seninle ilgili herşey mi böyle beni üzmek zorunda ?
eskiden böyle değildi bilirsin. ş'nin dediği gibi gözlerim ışıldardı senden bahsederken.
şimdi ise gözlerimin önünde bir kayan yıldız gibisin, değersizsin.
ama yine de bana acı çektirmeyi başarıyorsun.
işte asıl anlamadığım da o.
senden bu kadar nefret edip, bir o kadar da sevmem ?
nefretle aşk yakın değil, içinde hepsinden biraz var sanırım.
son zamanlarda nefretin yüzü baskın geliyordu. tam unuttum, kurtuldum derken.
bütün yüzler gözümün önünden kayboldu. oldu mu şimdi ?
yakıştı mı ? bu karışık durumu daha ne kadar kaldırabilirim sence?
birgün bunu okuyup güler misin bana?
gülersin tabii. çünkü sen tamda öyle birisin. aynen öylesin.
onun sana yaptıkları hakettin belki de. ondan önceki seni tanımıyorum ki.
belki de olanlar seni böyle taş kalpli yaptı ?
ama senin için geri dönmek imkansız artık değil mi ?
senin kurtuluşun imkansız.
sen o karanlıkta kaybolacaksın.
keşke beni de peşinden sürüklemesen.
keşke aklımda kalan sadece güzel anılar olmasa.
gözlerimi kapattığımda aklıma gelen sadece senin gülümsemen oluyor,
yaptığın o kadar şeye karşı, hayalimdeki halin sadece bir melek.
keşke herşey sandığım -sandığımız- gibi olsaydı.
gerçi çekilmezdim zaten o zaman. herşey daha da kötü olurdu.
of ne dediğimi bilmiyorum. bu geceki ruh halimi şehla çok iyi biliyor.
ve şimdi geldiğim durum.
silinip gitmeni istemiyorum. hiç istemedim.
güzel anıların benleydi. onlarla yetinmeyi öğreniyordum.
bir bağımlılığı birden bırakmak ne kadar zorsa, sende o kadar zorsun.
ve hergün dozunu azalttığımı sanarken, daha da çok bağlandığım.
ama biliyorum birgün ben seni bırakmadan, sen pat diye gidiceksin.
işte o zaman ben ne yaparım onu bilmiyorum. seni her Allah'ın günü görmeye.
Hergün gözlerine, popişine bakmaya niye alıştıysam böyle.
Bunları belli etmeden yapmak bile bir süre sonra bana iyi geldi.
Yeter ki tamamen gitme. orda bir yerde olduğunu bileyim, ben yine mutlu olurum.
Tanrım o kadar az zamanım var ki.
Lütfen gördüğüm bir hayal, rüya olsun ne bileyim.
Ne olduğunu da söylesem mutlaka "salağa bak lan" tepkisini verirsiniz.
ama ben onu öyle görmeye alışığım. bakmasam da orda olduğunu
beni görebileceğini bilmek bir güçtü.
ay vallahi gülersiniz ya of. şu işe bak.
gittim ben.

4 Ekim 2011 Salı

filmimin sonu bir hüsran

biri var. aslında biz onunla çok benziyoruz.
onun gerçek yüzü, bütün iğrençliğiyle ortada hem de,
benimki ne kadar derinlerde bir yerlerde saklı olsa da
bir birleşsek aslında, tam otururuz birbirimize.
onun aradığı da benim, benim aradığım o, biliyorum.
ama hep benim sorunlarım, hep benim gereksiz aptallıklarım bizi ayıran.
ve buna bir dur demek kimsenin elinden gelmiyor, gelemiyor.

*living on the razor's edge*
durumu bizimkisi.
bana kazandırdığım en güzel şey de "m".
kazandırabileceğin tek şey de.
hayatıma renk katıyorsun o kadar.
sana bağlanmamalıyım.

sonra biri daha var.
dünyada beni ondan iyi kimse anlayamaz.
öyle kimyalarımız uyuşuyor ki, onu aslında olduğunu sandığı kişiden çekip alabiliyorum.
ona yeni kapılar açıp, zengin benliğini ortaya çıkarma olanağını sunuyorum.
o da bana neler sunuyor daha, orayı geç.
birbirimizin hayatına yeni tatlar katıyoruz. herşey güzel sanıyoruz.
sonra bir yerden patlayıveriyor ve toparlayamıyorum.
hissizleşiyorum. burda da *please tell me now what life is ?*

bu ikisi birleşse bile beni kurtaramaz, onu da biliyorum.
bu da benim için
*filmimin sonu bir hüsran, terketti beni esas oğlan.
birbirimize kavuştuk derken, yardımcı kadın oyuncu nerden çıktı, nerdeeen ?*

29 Eylül 2011 Perşembe

cebimizde taşlarla

ne var ne yok

bu yanlış çok farklı
bize ayıp bize güzel.
bahçe başka oyun aynı.
yine kayıp bizi üzen.

o değil onlar değil
yine kayıp bizi üzen.

o değil onlar değil
yine kayıp bizi üzen.

bi karışsak içlerine.
cebimizde taşlarla.
hangi puşt bizi üzen?
ne var ne yok ? ne var ne yok?

aşar bizi ömrün boyu.
aşar bizi ömrün boyu dalgalar gibi ,boğuşmak zor cebimizde taşlarla.
fırlatıp atmaktansa , ağarlığıyla batsak ya, ikimizde cebimizde taşlarla.

görmesin bizi.
görmesin mümkünse.
görmesin hiç kimse.

görmesin bizi.
görmesin mümkünse.
görmesin hiç kimse.
cebimizde taşlarla

görmesin t...

Bu arada yeni hayat felsefem "kaçan kovalanır".
Kim demişse ne iyi demiş.
Sevmiceksin, bakmicaksın, kaçıcaksın.
Bak nasıl kovalıyor.
İbne, puşt, orospu çocuğu, lanet olası saçlarıyla t.
bak nasıl kovalıyor.

27 Eylül 2011 Salı

mecbursun

ne kendimi anlıyorum, ne de onu.
benimle oyun mu oynuyor, dalga mı geçiyor.
ama şuan zaten tek istediğim şeyi yapıyor.
bunu seviyorum.
beni sevmesini istemiyorum, hiçbir zaman istemedim.
flörtleşme kısmı benim ilgimi çeken.
kaçan kovalanır.
gayette güzel kaçarken,yine bozdum.
dayanamadım.
zaten gidiyor.
ben üzülmiyim de kim üzülsün.
ama yine de. bir bakış. işte bu beni uçuruyor.
o da yeter.

24 Eylül 2011 Cumartesi

iste bu canimi cok yakti. artik onunla ilgili hersey bana anilari ve canimin ne kadar yandigini hatirlatiyor. yaptiklarim, butun o maceralar, heyecanli anlatislar. gitse bir dert, gitmese. artik birsey beklemiyorum. tamda vazgecmisken beni aptal aptal umutlandiriyor. sanki tek derdim, ugrasim sensin. sen misin?

18 Eylül 2011 Pazar

angel take me far away


eevet sonunda lanet günler başlıyor. Sanırım beni burada pek göremeyeceksiniz.
Yada sadece söylenmek için burada olacağım.
Bakalım zaman ne gösterecek.
Üzüldüğüm, bir yandan da çok heyecanlandığım şeyler var okulla ilgili.
Tabi kii tatil başında planladım çoğu şeyi yapamadım -yapmadım.
Öncelik kilo vermekti tabi kii. Ama yok öyle birşey, biraz önce gayet sufle yapıp yedim yani.


bunlardan 6 tane kaldı şuan, zaten ufak ufak şeyler. Hepsini ben yemedim tabii 4 kişiydik fjngbn

Ve tumblrda lethenaiad şöyle yazmış, kesinlikle katılıyorum ;
  • Pazartesi sendromları.
  • Kargalar bokunu yemeden sıcak yataktan soğuk dünyaya uyanmalar.
  • “5 dakka dağhaağ..”lar.
  • Uyanınca bir süre yorganın desenini incelemeler.
  • Yüzünü görmek istemediğiniz insanları her gün görmek zorunda kalmalar.
  • “Neye gülüyosan söyle biz de gülelim.”ler.
  • Mini mini 1’ler, olgunlaşamamış erkekler, birbirlerini mıncıran kızlar.
  • “0.7 ucu olan var mııa?”lar.
  • Sabah uykulu olunduğu için, öğlene doğru aç olunduğu için, son derslere doğru da yorgun olunduğu için hiçbir zaman ders dinleyememeler.
  • Kötü espriler.
  • Yazılı haftası heyecanları.
(tek fark burda, üstünü çizdim)

Ve lise hayatımın son yılı başlasın.

Bir de; “Ne hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar, ne de şeytan bir günahı zili beklediğim kadar.”

şöyle alalım sizi

12 Eylül 2011 Pazartesi

burda da bir çekiliş var


evet çekiliş delisi oldum farkındayım, dayanamıyorum..
ve mullberry çantaları görünce, tabi kii hemen atladım.
buyrun efendim çekiliş.

bu da çanta için koyulan resimlerden biri, birçokta renk seçeneği var.

Son gün ise 25 Ekim.
Daha vaktimiz var :)

11 Eylül 2011 Pazar

yeni çekiliiş


Beni bu kozmetik bloglara meraklandıran kişi lynnmosa olur ve bir süre sonra onun bırakmasıyla birlikte bende bıraktım sanıyordum ama daha da büyük bir merak saldım.
Bu da katıldığım bir çekiliş.
Hediyenin bir çok renk seçeneği var, kesinlikle bayıldım, dayanamadım.

take me to the hospital

Birileri sayesinde iyi aklıma geldi. Artık konsere giden arkadaşlar edinmem gerek, çünkü konser zamanları tek gitmek çok zor, bazen imkansız oluyor.
Var mıdır benle öyle sonisphere, rockn coke yada classic rock tarzı konserlere gelecek*-*
Aklıma biri geliyor ama görmez o da heralde. Söyleyemem de yüzüne, ah aah.
Mesela sırada dredg var, gelen*-*

9 Eylül 2011 Cuma

evren bozması

bu fotoğrafı bridanın blogundan almıştım.


Ne güzel unuttum derken, rüyamda beni rahat bırakmaması hatta ona rezil olmam ne kadar hoş.
Lütfen konuyu bilenler yorum yapmasın. Umarım görmezler zaten.
Unuttuğuma inanmak istiyorum, 20sinde de o sözleri söyleceğime inanmak.
Ama kimi kandırıyorum ? Şuan öyle gerçi ama...
O zaman da öyle olacağından hiç emin değilim. Ayrıca aptal gibi yaptığım fedakarlıklardan nefret ediyorum. Yapmaya devam edeceğim öyle bırakmaya da niyetim yok. Aslında ben o gittiği zaman rahatlayıp, önüme bakabileceğim. Gitmesini ise hiç istemiyorum.
Gel beni bul beni bul beni bul.
Thor diye bir film indiriyorum. Şuan hala sevip sevmemek arasında gittiğim bir insan güzel olduğunu söylemişti ki zevklidir.
Sonra..
Son zamanlarda inanılmaz bir bilim kurguya yönelişim var ki sorma. Filmin üstünde düşünmekten, kafa yormaktan, çözmeye çalışmaktan çok zevk alıyorum.
Hele ki sonunda bir halt anlamadan bir birimize bakışımız var, kopuyorum.
Bu filmlerden sonra romantik komediler bana çok amaçsız geliyor.
Sonra..
Okuduğum bir kitap var Brenda J - Bir Avuç Aşk.
Bazı yerlerinde gözlerim doldu, bazı yerlerinde adama sinirden titredim. Tamam arzulu sahneleri güzel yazmış kadın, Virginia kesinlikle sırılsıklam aşık bunları çok net hissedebiliyorsun.
Ama adam ???? He didnt give a shit diyorum yani. Kadına o kadar şey yaptı ki.
Aşık bir adam bunları yapamaz kadına, bu kadar taş kalpli olamaz. Adam kesinlikle aşık değildi.
Nasıl sinirlendim anlatamıyorum yani. Ve kadın her seferinde ona bir kere bile bağırmadan affetti ya. İnanamadım.

Ben öyle olmam, sanırım. Gururluyum, inatçıyım ben bir aslanım.
O yaptıklarını ben kaldıramam, hiçbir sevgi kaldıramaz bana göre, biter tükenir.

Şuan sizi meraktan çatlattım sanırım gidip kitabı okumak isteyeceksiniz ama 630 sayfa ve bana göre ilk yarısında sonrası sadece meraktan okunan bir kitaptı.
Beğenenler de var tabii. Ben pek beğenmedim.. Bana ağır geldi sanırım bu yoğunluk.
Neyse, öyle işte. Annem gelip başıma dikilmeden gideyim.
Bu arada yeni bir diziye başladık, Breaking Bad. Tebii biz yeni başladık, dizi eski yeanii :D
Ama beğendim, güzeldi gayet. Tek sorun adamın gözü çok kara :S
Şimdiden 1 kişiyi öldürdüler, diğerinde de tereddütlü olsada, öldürebilir.
Ve birini bekliyorum, önce onun gelmesini istiyorum.
Benim için çok değerli ama ben de onun için değerli, hatırlanacak biri olduğumu görmek istiyorum.
Umarım gelir. umarım.
Gittim.









Ne kadar sevdim seni, ne kadar çok
Hepsini bulucam
Bir bir
Yerine koyucam
Bir bir

5 Eylül 2011 Pazartesi

burn in hell

dudaklar bana aittir efenim.

Döndüm...........
İdare eder bir tatildi diyebilirim. Gider gitmez ortasında kaldığım durum beni çok zora soktu ama son günler eğlendim.
Dizüstü edebiyat serisini tamamlamama son 3 kitap kaldı.
Tatil bitiyor, tehlikenin farkında mısınız diyorum.
Ve gidiyorum.

Sanırım izleyicim azaldım. üzüldüm ben:(

26 Ağustos 2011 Cuma

but i feel i'm growing older


  • Duşa gözlüklerimle giriyorum ve onu da bir güzel sabunluyorum.
  • Artık meyveleri yemeden önce kendim de bir siliyorum -gleedeki emmadan geçti-
  • Duşta çıktığımda yatak örtülerimi değiştiyorum anneme. -evet bu hergün anlamına geliyor ama arada üzülüyorum ve kadına bu işkenceyi yapmaktan vazgeçiyorum-
  • En fazla 1 saatte bir kalkıp ellerimi yıkıyorum.
  • 2. gününde olan yemekleri yiyemiyorum, midem bulanıyor.
  • Evde herkesin kullandığı el havlusunu elimi hayatta silemiyorum genelde askıda duran diğer havluları kullanıyorum.
  • Herhangi bir kremi sürdükten sonra ellerimi hemen yıkıyorum, kaygan olmalarına katlanamıyorum.
  • Masa da ağzını şapırtadan -babam olsa da ve genelde oluyor- öldürmek isteğiyle yanıp tutuşuyorum, derin derin nefesler alıp ofluyorum, mesaj yerine iletilmiyor deliriyorum.
  • Normal bir günde -evde otururken- 2 kere üstümü -iç çamaşırları da dahil- değiştiriyorum.
  • Eskiden olur olmaz her yerde yatabilme yeteneği olan ben şuan başlarının yastığından tiksiniyorum.

Evet baya delirdim. Demin duştan çıktım yine. Aklıma geldi.
Tam bir hijyen delisi oldum. Sevmiyorum bu halimi. Umursamaz olmak güzeldi.
Aslında bugün planlarım arasında uyumak vardı ama ben sabahladım, saat öğlen 1 hala ayaktayım.
Kuaföre gitmem gerek, annem benle gelmemek için diretiyor, deliriyorum.
Neyse işte başımı ağrıttı havlu.

Lütfen ankete katılın ve akşama bavuluma hangi kitabı koyacağıma karar verebileyim, lütfeen*-*

Son olarak, eski yazılarıma dönüyor gibiyim ufak ufak. O kadar uzun yazamıyorum ama..
Sanırım nedenini anladım. O kadar uzun dertlenebileceğim birşeyler yok.
Var da. Onu anlatmamayı, unutmayı tercih ediyorum.
Herşeyimi o oluşturduğu için de, geriye anlatacak hikayem kalmıyor. böyle işte..

25 Ağustos 2011 Perşembe

say goodbye




Yeniden tatile gidiyoruuuum. Aslında bu hani mahcup olmamak için yapılan birşey sanırım.
Ben onların oğlunu götürdüm onlarda beni götürüyor şimdi mgfksnb
Ama çok çok süper oldu ! İyicee yanacağım. Gerçi yandım da. Never enough.
Şimdi bavulumu hazırladım, izmir dikili yolları göründü :D
Ayrıca artık aştım, abarttım, çantamı, koskoca çantamı cafede bırakıp çıkmışım !
Ve bunu 2 gün sonra farketmem daha da güzel..
Huzur sokağı diye bir kitap var ve babam okumak için zorlayıp duruyor.
Cep boyu vardı, gitmiş büyük boyunu da getirmiş okuyayım diye.
O kadar istiyor yani. Ve inanılmaz sıkıcı, başlayamıyorum bile.
Son zamanlar baya glee izliyorum ayrıca.
Her zaman ki duygusal durumlarım dışında bir durum yazısı oldu bu.
Ve önümüzdeki 10 gün felan yazamayacağım için, artık ağustosun son yazısı oldu.
Umarım beni özlersiniiz !


önemli not : yandaki anketi bir blogta gördüm. Şuan hatırlamıyorum hangisi olduğunu tabi kii, balık hafızalı ben. Fikir bana ait değil ama bayıldım, belirtmek istedim.

19 Ağustos 2011 Cuma

what if God was one of us ?

Sanırım insanları gruplandırmayı seviyorum.
Hayır kötü yada bencil bir anlamda değil.
Benzeyenleri bir gruba, bazı yakınları bir gruba.
gülsüm-buket-nilay bir gruptu mesela.
aslı-gizem-selina-gülenay bir diğer grup.
Son zamanlarda;
aşina-aslıhan-gizem diye bir grubum var.
Ne bileyim. Birbirine benzer olduğunu düşündüğüm insanları böyle gruplandırırım.
Sonra hepsini ayrı ayrı tanıdığım da çok farklı, değişik güzelliklere sahip kişilikler olduklarını farkederim.
Bu aklıma şeyden geldi, son zamanlarda da karıştırdığım 2 blog var.
2sini de o kadar beğeniyorum ki, orda görüp başlayıp-devam ettiğim bir diziyi hangisinin söylediğini hatırlayamıyorum şuan.
Bunu neden dedim onu da bilmiyorum.
Eklemeden gitmeyelim, sonunda bütün gruplarım da dağılıyor.

not:içlerinde bende varım tabii, eklemeye gerek duymadım. ama dediğim gibi, dağılıyoruz.

Summertime


Biraz önce prince of persia izlediik ve şu herifin çok seksi olduğuna karar verdik efenim.

Artık yeni kararım budur, unutuyorum, yeni birileriyle ilgilenilecek.
Nasıl olsa hedefler seçip eğlenmeye alıştım.
Tabii onları elde edemeyip sonunda vazgeçtiğimi saymazsak.
Madem sen kalpsizsin, artık umurumda değilsin.
Belki bir kişiliğin olsaydı senin için savaşırdım.
Ama bu durumda hiç sanmıyorum dostum. Önümüze bakalım.
Bir ff var. Seri katilli, kiralık katilli ya da.
Keşke olsa da okusam.
Sanırım hikaye okumayı çok özledim.

Bu da 200. yazımmış. Umarım blogumu bir daha o kadar uzun zaman boş bırakmam.
İnsanlar değişiyor, hayatlar değişiyor.
Bazı şeyler seninle birlikte geliyor, bazıları ise geri de kalıyor.
Onları bırakmak istemesem de, artık yapacak birşey olmadığını yavaş yavaş anladım.
Ve bir daha söyliyim burda da, bende planlara inanmıyorum. Di gibi.
Bugün izlediğim başka film bana bunu gayet güzel açıkladı.
Planladığın insan, ortam hiçbirşey değil.
Sadece o an karşına, tesadüf sonucu çıkan birşey olur kaderin.

Tamam ne diyorum biraz koptum. Aslında gün içimde buraya yazacağım paragraflar aklımlar geçip duruyor fakat 2inci saniye de unutuyorum.
Unutmak derken gerçek anlamda, konuyu bile unutuyorum.
Fazla unutkan olduğumu düşünüyorum aslında.
Gereğinden çok daha fazla. Bir doktara mı görünsem ?
Neyse madem, ben kaçayım.
Umarım Brida blogunu kapatmamıştır.
Son zamanlarda bakamasam da tartışmasız en sevdiğim blogların başında gelir.
Öyle yani. Keşke bu şehirden kaçıp gitsem, aslında.

Bu arada farkettim ki çoğu başlık, o sırada dinlediğim bir şarkı oluyor. Ne olduğu, sevip sevmemen önemli değil, o an çalan bir şarkı, oynayan bir video adları başlıkta yerini alıyor.

16 Ağustos 2011 Salı

heppi börtdey

















Yarın benim doğum günüm.
Çaktırmıyorum ama inanılmaz heyecanlıyım.
Bana dua edin, güzel bir gün dileyin olur mu ?
Lütfen o da kutlasın.
Tek isteğim, bir kutlama. Lütfen Allah'ım. Lütfen.
Ve filme devam.

15 Ağustos 2011 Pazartesi

the evil that men do

Sevgili CherrybLossomgirL'üm beni mimlemiş. Kendisine burdan öpücüklerimi yolluyorum!
Aslında film konusunda kendimi gerçekten eksik görüyorum. Özellikle kült filmler konusunda, çoğunu izlemedim.. Daha çok dizilere yönelmeyi seviyorum. 2 saat beni çok sıkıyor da olabilir.
Ama arşivimi gözden geçirip yapabildiğim kadar yapacağım mimi, o kadar mimlendik, yapmazsak olur mu hiç *puppy eyes*


Dorian Gray


Bu filmi ilk izlediğimde etkilenmiştim. Hatta çıkış tarihi de 09.09.09. Bence gayet güzel bir filmdi. Ama sonra unuttum tabi kii. Anneme de izlemiştim bu arada, tatildeyken annem teyzem kuzenim oturup kız gecesi yapmıştık, izlemiştik. Dün de filmlerden bahsederken şu güzel, şu da güzel felan, bak o Dorian Grayda güzeldi dedi. Annem unutkandır ama cidden unutmamış bunu. Tamam filmden çok annemi anlattın. Diyeceğim o ki film izleyin.. Nazı güzelliklerin kısa sürdüğü için güzel olduğunu anlatıyordu -hatırladığım kadarıyla-. Çokta hoş bir sonu vardı. Hatta eskilerde bir enty var onunla ilgili ama izlemeden önce yazmıştım sanırım. IMDb puanı 6.3



Desperado

Bu filmi izlemeyen var mı bilemiyorum. Bende çoğu kült filmden eksiğim ama bu.. Tutkusuyla, heyecanıyla herşeyiyle vazgeçilmez bir film. Sanırım bu tarz tutkuları diğerlerine nazaran daha çok seviyorum. IMDb puanı 7.1. Hiç anlatmıyorum, izlemediyseniz direk izleyin.

Serendipity

Serendipity.. Açıkçası bu filmi başından sonuna pek hatırlamıyorum fakat ben çok beğenmiştim.. İnanılmaz etkilenmiştim hep böyle hikayelere sahip olmak isteyendeyim ama klişe olacağım; hayat filmlerdeki gibi değil. IMBd puanı 6.7

Aklıma gelenler bunlar, aslında daha bilimsel yada tarihi yada yararlı filmler yazmak isterdim ama dedim ya, film konusunda o kadar bilgi sahibi değilimdir. Umarım dizi ile ilgili bir mim olur, mimlenirim. Gerçi o konuda da abartılacak bir bilgiye sahibim demem. Hiçbir konu da demem. Sadece kıyaslıyorum.



Biliyorum 3 film olarak sınırlanmış fakat bu konuda zaten çok bildiği olmadığım için ve bir daha mim yada ekstra bir durum olmadıkça bu konuya değinmeyeceğim için yazıyorum.Tanıtmıyorum ama sadece isimlerini veriyorum efenim yani kuralı pek çiğnemiyorum :P
The Ugly Truth İzlediğim en eğlenceli filmlerden. Zaten bu adamın filmleri genelde güzel oluyor ve bu da bizi 300 Spartalı'ya getiriyor. Onu da çok beğendim ama savaş filmi, başından sonuna savaştı neredeyse, neyse ki savaşları hele böylelerini severim.
Resident Evil serisi kesinlikle çok güzeldir.Son filmi o kadar tatmin edici olmasa da bu tatminsizlik bir önceki filmlerin etkileyiciliğinden, yüksek beklentiden geliyor. Oyunu felan da vardı yanılmıyorsam. Hatta o kadar ünlü ki taksim teknosa her gün oynatıyordu. Sabah gidiyorum, akşam çıkıyorum resident evil oynuyor..
Romantik olarak bunlara when in rome ve what happened in vegası da ekleyebilirim. 2si de çok eğlenceli romantik filmler.


Ve ben bu mimi şu güzel bayanlara yolluyorum;

Umarım yaparsınıız :))

14 Ağustos 2011 Pazar

morrisey

yapabidiğim tek şey de bu zaten. kaçmak. konuşmaktan. görmekten.
ama neyse ki bensiz de iyi.
sadece kolay kız olmayı kaldıramadım. onun gibi mi yapsaydım ?
hiçbirşey anlamadınız evet. sadece biri anlar o da okumicak bunu zaten.

ama olsun yeni takipçilerim vaaar biri daha gelmiş, öptüm onu da.

13 Ağustos 2011 Cumartesi

Çantamda ne vaar ?



ben şu çantamda ne var postları var ya. işte onlara bayılıyorum...
çok meraklı biriyim ve birilerinin çantasında ne olduğu açıklamalarıyla öğrenmek dünyanın en eğlenceli şeylerinden.
o zaman bu yazıyı okuyan HERKES
çantasını boşaltıp güzel bir post yazabilir mii ?
hatta linkini buraya yorum olarak atarsaa hem b
en bakarım, hemde blogumu ziyaret eden diğer kişiler. ay çok zevkli olur. sanki karşımda biri var da çantasını boşaltmaya ikna eder gibiyim*-*
yorumları bekliyoruuuuuuuuuuummmmmmm *-*



hatta durun bende yapayım bunu.
baktım telefonla resim kaliteleri felaket. gittim makineyi buldum onunla çektim :))
gerçi böyle bile kötü oldu...





Di istedi, yarım yamalak çekebildiğim çantamı da koydum. Anladınız siz :D



1 . Makyaj çantam olmazsa olmaz kırmızı rujlarım, eyelinerım ve Aslı'şımın verdiği harika rimel birkaç şey daha.

2. Gittiğim konserler ve motor ka
zam nedeniyle sık sık ayak, el bileklerim, sol kolum ağrır. Bu krem hem ferahlatıyor hemde büyük ölçüde ağrıyı gönderiyor. Seviyorum.

3. Marks & Spencer'dan aldığım v
e bittiğinde yenisi için koştuğum vazgeçemedim parfümüm.
4. Cüzdanım. Aslında daha canlı bir renk istiyorum ama şimdilik bu sadelikte hoş..

5. İşte meşhur, aldığıma asla pişman olmadığım t
ek şey olan ipodum. En büyük aşkım onunla.

6. Bu kulaklığı da ipodumdan kısa bir süre son
ra aldım ama performansından çok memnunum. Bozulduğunda atmam
tamiri gönderirim, yenisi gelir :D


7. Aslında bu kitap biraz rasgele olmuş. Başlayıp yarısına kadar okuyup sıkıldığım kitaplardan biri.

8. Şu -benim tabirimle dişli- tokalara hastayım. Lastik kullanmayı sevmiyorum bunlar mükemmel.
9. Kışın ellerim çok kuruyor bende çözüm
ü çantama bir krem atmakta buldum. Okul varken de ders ortalarında çıkarıp sürerdim.. Kendisi bitti neredeyse :/

10. psp'im aslında alıp bir daha dokunmadığım şeylerden biri. Bazen otobüste açıyorum ama malum tuş sesleri, hiç hoş olmuyor ben bile rahatsız oluyorum. Arada oynuyorum işte. rock band favori oyunum =D

11. Tam bir selpak ve ıslak mendil canavarıyım. Yok elim şuna değdi yok elim yağlandı diyerekten bol bol kullanırım.

12. Bunlar babamın havaalanında getirdiği tek kullanımlık diş fırçası - macun ama kullanmak kısmet olmadı daha. Taşırım öyle.

13. Ahahahah 13 yok evet peki 14e geçelim :D

14. Telefonumu kılıfına takmıyorum ama duruyormuş öyle çantada. Kendisi sarjda olduğu için çekemedim onu.


15. Saçımı taramayı o kadar sevmiyorum aslında hemen elektrikleniyor ama arada lazım olmuyor değil :))

16. Bu aynama bayılıyorum,
nerden aldığımı hatırlasam gidip daha da alacağım ama.. Son zamanlarda hep yanımda.
17. Kullanmaya kıyamadığım not defteri çok güzelsiiiiiiiiin*-*

18. Aslan burcuyum ve bununla çok övünürüm açıkçası. Arada okuyorum onu da :))


19. Bir tane daha parfüm, bu da avondan olsa gerek :))

20. Numaralı gözlüğüm güneşli günlerde bir kurtarıcı !

21. Çok ağır olduğundan her zaman yanıma alamasam da canım kalemliğim..

Evet bu son resimdiii bence güzel bir post oldu ben yazarken çok eğlendiim umarım sizde yaparsınız..




12 Ağustos 2011 Cuma

let me kiss you

böyle yeni izleyicim olunca o kadar uzun süre sırıtıyorum ki.
ama neden yeni yazılar yazamıyorum.
eskisi gibi olmuyor.
bir çaresini bilen ?

6 Ağustos 2011 Cumartesi

lilililerle




her yerde okuyorum, sanki birileri illa ki gözüme sokuyormuş gibi. aile önemli. ailenin kıymetini bil vesaire vesaire. iyi de sevmiyorum ! yapmacık sevgi gösterisindense, somurtmayı tercih ediyorum. nefret ediyorum. yüzüne haykırmak istiyorum. beni rahat bırak demek istiyorum. bugünkü filmdekilerle ilgili laf sokmak istiyorum. ama nerde bende o cesaret. sonunda yine bana patlayacak. bende hiç uğraşmıyorum. sözlerimin, laf arasında kayıp gitmesini dudaklarımı yiyerek izliyorum. bu kadar. lilillerle. sevgilililerle.

3 Ağustos 2011 Çarşamba

Guardians Of Asgaard

mesela ben amon amarth delisi olma yolunca ilerliyorum.
mesela ben oruç tutuyorum ve tek istediğim kahve içmek.
mesela ben şu kızı hala seviyorum.
mesela Di ile konuşamayınca, o fbtan ... yazınca üzülüyorum.
mesela annem, bir şarkı açtığımda yarı dalgayla kafa sallıyor, sinir oluyorum.
mesela 2 ayşeyi de çok seviyorum, seçmem mi gerek yani..
mesela love bites.
mesela t bites.
yazının amacı, eski ben olmak, hergün buraya yazmak.
yoksa evde pinekliyorum.

hadi gidin benim için Amon Amarth - Guardians Of Asgaard dinleyin <3

1 Ağustos 2011 Pazartesi

heart shaped box




çok güzel bir gündü. şu kızı bazen çok kıskanıyorum, bazen sinir oluyorum, bazen kızıyorum ama aslında seviyorum. biraz. okusa şimdi bohherif derdi. yarram nabim derdim bende. birde çok utandım kendimden. sen ramazan olduğunu unut, sokaklarda elinde kahve ile dolan. oldu mu duscha oldu mu. game of thrones izliyoruz annemle. ama beni delirtiyor ben her dakika izlemek istiyorum o hep meşgul. bağımlı oldum. birde sarma bağımlısıyımdıır*-* ama yumuşak severim. ekşi olucak birde mmmhhh. o değil de bu kedi niye bana böyle davranıyor çözemedim. ben bişey yapmadım. bazen çok aptal hissediyorum kendimi. kötü niyetle yaklaşmayı aklımın ucundan geçirmediğim insanlara öyle yaklaşmış gibi oluyor. evet anlatamadım. herkese hayırlı ramazanlar efenim. oruçlarınız kabul olsun diyelim, bitirelim. ha unutmadan. kahveden nefret eden ben artık bir gün içmessem deliriyorum. o kadar yani.

31 Temmuz 2011 Pazar

.

üzgünüm. istediğin kişi değilim. olmayacağım.
o kadar çok göz yaşı döktüm ve öğrendik ki, hiçte rahatlatmıyor.

28 Temmuz 2011 Perşembe

Fear of the dark

Tam onu unuttum derken neden karşıma çıkıyor ? Neden hiçbir şarkının benim olmasına izin vermiyor ? En sevdiğim şarkıları elimden alıyor ve o yaranıyor gibi görünmemek için o şarkıyı ben bir daha paylaşamıyorum. Evet bu kadar da takıntılıyım. Ama bundan sonra hiçbir şekilde onunla anılmak felan istemiyorum. Benim için bitti o. Peki bu rastlantılar bunu neden kabullenemedi ? Zaten bütün gece yüreğim ağzımda dolandım. saat sabahın 4.16sı. gece paranormal activitynin yarısını izlediğim için üç buçuk moddayım şuan. Biri perdemi koltuğum arkasına sıkıştırmış, dışardan garip sesler geldiğinde bakamıyorum ve çok korkuyorum. Ve 2 saniye önce tekrar o sesleri duydum. Bir öncekinde adam git burdan gibi birşeyler bağırdı. Ah Allah'ım çok korkuyorum. Sesler geliyor ve perdeden göremiyorum. Açsam daha da korkuyorum en azından perdeden bişey geçemez. Yanii şey. öyle işte of. Nasıl uyuyacağım ben ? Mirada cevap vermedi uyuyor sanırım. Çok tırsıyoruuum ah.

26 Temmuz 2011 Salı

light up




şunu bridanın blogunda gördüm de.
çok hoşuma gitti.
http://fizy.com/#s/1lufy5

Uzun aradan sonra buradayım. Aslında burada mıyım bilmiyorum. Nerdeyim bilmiyorum. Sanki kafam yerinde değil. Herşeyden o kadar bıktım, usandım ki. Kusucam. Bu şehirden gidesim var. Bu ülkeden gidesim var. Yeni insanlar tanımak istiyorum. Bana farklı şeyler öğreticek, beni eğlendirecek insanlar. Sadece biraz eğlenmek istiyorum. Suçluluk duymadan, hiç kimseyi düşünmeden. Düşünmekten hasta olacağım. Of Tanrım bu saçmalığı
yazmamın nedeni şu sıkıcı gün. Yargılamayın, kapatın sayfayı gitsin. Belki de sıcaktandır.

Birde dün izlediğim bir filmde adam, sıkıcı olduğunu düşündüğü birine blogunda vardır dedi, dalga geçti. belki eskiden sıkıntıdan yazıyordum. yada tam tersi, yaşadıklarımdan? bilmiyorum. unut gitsin.

13 Haziran 2011 Pazartesi

i'll give up

bazen bazı şeylerden çok nefret ediyorum. bazen karanlığın içine dalıyorum ve orda boğuluşumu izliyorum. bazen bu hoşuma gidiyor. ama herşey t ile ilgili olduğunda beni sömürüp bitiriyor. saatlerimi, günlerimi, aylarımı harcadım desem yalan olmaz. herşeyden önce tuttum. ah saçmalığın kendisi bu. evet ben bazen kendimi kaptırırım ve bağımlıya dönüşürüm. sigara alkol kötü alışkanlıklarım yoktur ama tek kötü alışkanlıklarım, bağımlılığım takıntılarım. TakınTılarım. şu harf bile peşimi bırakmıyorken kendisi nasıl bıraksın ki ? aslında birşey yaptığı da yok. daha çok beni üzende birşey yapmaması zaten. hayır normalde bana bunu yapmıyorsun da fbda artistliğin kime ? yada gerçek yüzün mü bu sadece. yeterince götünü kaldırmadılar seninde biraz da beni mi sömürmek istiyorsun? ha ? içim her zamankinden karanlık. tek derdim bile değil t. sadece en büyüklerinden. diğerini buraya yazmayacağım çünkü okuyacağını biliyorum. buraya da artık yazmak içimden hiç gelmiyor, kendimi anlayamıyorum.
bazen insanlar değişiyor, bazı şeyler geride kalıyor. kalmaz zorunda oluyor.

9 Mayıs 2011 Pazartesi

forever alone




Bugün sanki kendimde değildim. Öyle saçmasapan şeyler yaptım ki.
Ben yaptığımı zannediyorum? desem bile, dayanamıyorum işte.
Kendime engel olamıyorum, cidden birgün beni kovalicak ama o gün gelene kadar.. of.
Çokta bencilim, kız benim yüzümden geç kaldı yahu.
Konser işleri de kafamı kurcalayıp duruyor. Birşeyler yapmazsam iron maiden sahnedeyken evde oturuyor olucam.
Deliriyorum deliriyorum, bu kadar zor olacağını kim tahmin edebilirdi?
Şimdi sadece kitabın derinliklerin kaybolup, onu düşünmek istiyorum.
Ne kadar aptal işlerle uğraştığımı duysanız gülersiniz. Eskisi gibi blogta yazamıyorum.
O istek yok sanki içimde. Okunacak şeyler yazmadığımı hissediyorum, kimsenin dönüp bakmayacağı şeyler yazıyorum.
Çünkü anlatamıyorum, gerçekten anlatamıyorum.
Birilerine, kendini düşünmeyen, sadece beni düşünebilen birilerine açılmasssam patlayacağım.
Herşeyi bırakmak istiyorum, tüm bu manyaklığı.
Ama elimdeki şeyleri grandpaya kaptırmak olur bu sadece ve biliyorum ki buna katlanamam.
Geri dönmek isterim, döndüğümde baştan başlamaya katlanamam.
Daha fazla da yazamıyorum, ayşe facebook açmış yeniden açsıın yahu yerim onu çok seviyorum.
Gittim ben.

26 Nisan 2011 Salı

markomark.

günüm şöyle geçiyor. kalkıyorum okula gidiyorum. markmarkmarkmark. en büyük hobim mark. eaa sonra eve geliyorum yine mark mark mark hayatım mark amk. genelde bilgisayarın başında olurum geri kalan zamanda da. sene başından beri ne kitap okuyorum ne doğru düzgün ders. geleceğimin içine sıçmaktayım şuaan evet o yeaaa hatta neden edebiyat çalışmak yerine bu saçma şeyi yazdım. sadece mark işte.MARK.

24 Nisan 2011 Pazar

live to fly, fly to live




Yazamıyorum, aptal aptal şeyler yapıyorum.
Kendimi aptal ve bir o kadar güzel bir durumun içinde buldum.
Nedenleri sonuçları beni delirtse de onlara kafa yormak bir işime yaramıyor.
2 gündür evde yatıyorum. Okula gitmek için delirecek duruma geldim.
Çünkü özledim. Yazamıyorum çünkü 1 kişi bile okusun bilsin istemiyorum.
Blogumu herkesten saklıyorum artık, yayınlamam da.
Of bulamaz ki nerden bulsun ama yine de yazamıyorum.
Delireceğim.
Dersler o kadar boğucu ve ben öyle bir boka battım ki.
Ne seçeceğimi de hala bulamadım.
Sadece o an ve t için yaşıyorum.
Ve konser bir harikaydı söylemeden geçmem.
Gerçekten beni normalde tanıyan, orda tanımazdı.
Tam böyle eğlenilecek konserlere ihtiyacım var.
Bir daha gelseler yine giderim.
Ama yazılılarım da başlayacak. Yenge kus sende içerde ya çekinme.
Of insanı seslere garezim var evet ne boğazınızı temizleyin ne de öksürün benim yanımda.
Deliriyorum.
O değil de, no more tears amigos derim. Dinleyin.
Ve kurtarılmaya ihtiyacım var. Herşey o kadar karıştı ki.
Çıkamıyorum bu durumun içinden.
Ve Di bunu okursan, seni de merak ettim dostum. Son konuşmamızda.. Kötüydün.
Umarım iyi olursun öptüm mucuk.
Ve Pris kaçar. Prisin Tye ihtiyacı var.

3 Nisan 2011 Pazar

blame


1-Hayalinizdeki meslek nedir ?
Hiçbir fikrim yok. Ve bir hayalimin olmaması çok garip. Ne olacağım ulan ben ?!

2-Kışın sürmeyi en sevdiğiniz parfüm ?
Kışın farketmiyor, kendisi sensuale bitmesi nedeniyle black.

3-Çay mı kahve mi ? Kaç şekerli / sütlü-sütsüz ?
Çay, 3 kaşık çünkü küp şeker sevmem, sütsüz.


4-En önemli makyaj hileniz ?
Kuzenim söylemişti, kaşın bir parmak felan altına kahverengi tonda far derinlik katar;)

5-Tam şuanda kucağınıza bir cin düşseydi ve 3 dilek hakkınız olduğunu söyleseydi , ne olurdu?
Şu konserde gitmek, sağlığıma kavuşmak, T.
(Sağlık derken, yine bir taraflarımı incittim de.)


6-Kahvaltı , öğlen yemeği , akşam yemeği ve tatlı.Bu öğünlerden ömrünüz boyunca yalnızca bir tanesini seçmek zorunda kalsanız , hangisi olurdu?
Akşam yemeği. neden bilmiyorum..

7-Eğer Hello Kitty olsaydınız kurdelanız ne renk olurdu ?
Olmamayı tercih ederim, illa olucaksın dersen siyah.

8-Eğer ömrünüz boyunca yalnızca bir tane takı takma seçeneğiniz olsaydı bu ne olurdu?
Kolye. yüzük düşündüm ilk ama.. bilmem.


9-Sahip olmak istediğiniz bir yetenek ?
Güzel dans edebilmek yada resim çizebilmek.


10-Bitince almaya devam edeceğiniz bir kozmetik ürünü ?
eyeliner, parfüm, kırmızı ruj.


11-Gizli ünlü aşkınız kim ? (fotoğraf koyun)
Yok ki yani. Belki Ville ?


12-Neden blog tutmaya başladınız ?
Bilmiyorum, günlük tutamıyorum ama böyle yazabiliyorum.
Şu aralar buraya da yazamıyorum.

Bunu bir blogta gördüm ve yapmak istedim.. öyle yani.

2 Nisan 2011 Cumartesi

you're taking over me....

resimle uğraştım karıştı bişeyler oldu link yapmak istememiştim. üf.


but who can decide what they dream?
and dream i do...

Birde fizy açılmış millet, listeme kavuşmam iyi oldu..

14 Mart 2011 Pazartesi

tcç




Yemin ederim sikinde bile değilim.
Melis Danışmend - Ucuz gelsin sana canım, öptüm (!)

sağlam bir yumruk atsam yüzüne, yazık çünkü yüzün güzel.

13 Mart 2011 Pazar

nasıııl olur?



Yükselenim ikizlermiiş. Bunun hakkında 2 yazı buldum ve ikisinde de kendime yakın gördüm..
Yükselen ikizler

" Her zaman değişiklik peşinde koşan neşeli mutlu bir kişilik sergilerler. Tutkulu olduklarından kafalarına taktıkları hedefe kesinlikle ulaşırlar. Çok hareketli olduklarından yorulabilirler. Cana yakın bir kişilikleri vardır. Başkalarının ne yaptığınıne düşündüğünü hemen seziverirler. Her şeyi güvenleri ve akılları ile çözebileceklerine güvenleri vardır. Desteklendikleri zaman işlerinde iki kat verimli olurlar. Okumaya ve yazmaya çok düşkün olurlar. Müziğiresmiyabancı dilleriyolculuk yapmayı severler. İnsanları çok iyi etkileme güçleri vardır. Evlerinin her türlü rahatlığını sağlamak için ellerinden geleni yapar bu konuda savurganca davranırlar. Yaratıcı bir kişilikleri vardır. Çok titiz ve temizdirler. Evlerinin düzeni de bunu kanıtlar. Çok değişik olan uğraşlarını dengelemekte ustadırlar. Zarif ince ve dengeli kişilerle bir arada bulunmak hoşlarına gider. Yeni gerçekleri bulup ortaya çıkarabilecekleri işleri severler. Laboratuar çalışmaları bilimsel araştırmalar ruhsal deneyler tam onlara göre işlerdir. Düşüncelerini pratik bir biçimde uygulayıp yeni bir adım atabilme yetenekleri vardır. Kendileri ile aynı düşünce ve görüşleri paylaşan insanlarla mutlu olurlar. Onlar için önemli olan özgür olmak ve eşleri tarafından sevilmektir. Hangi türden ortaklığa girerlerse girsinler paylarını hakça almak isterler. Düşüncelerini olabildiğince çok insanla paylaşmak ve onlarla yolculuk yapmak isterler. Başlıca sorunları gerçekten ne yapacaklarını bilememeleridir çünkü maymun iştahlıdırlar. Becerikli olmalarından ötürü birkaç işi birden yürütebilirler. Onları gerçekten en çok hoşnut eden işi buluncaya dek işten işe geçerler. En çok önem verdikleri konu arkadaşlıktır. Belli etmedikleri halde kendilerini parasal yönden sık sık güvensiz hissederler. "
Ama bunu daha çok sevdim, kendime yakın gördüm, bilmem.

Aslında bir siteye görede yengeç. araştırırım bir ara hangisi doğru:D

Yeriz biz mesela



Gerçi yiyemedim ben bunları, pastamı yedim ama...
Birde hiç birşey olmamış, beni kırmamış gibi faceten konuşuyoruz.
Daha fazla kırılıyorum.

11 Mart 2011 Cuma

vp

bazen kötü hissederim.
ucube gibi.
kimse benden hoşlanmıyor gibi.
işte o bu anlardan biri.
ve onun iyiliği karşısında daha da ucube hissediyorum.
bencilim ben. hemde çok mesela.
beni cömertliği eziyor.
bugün kötü bir gün.
kendime gelip şu bencilliği bırakacağım.
hemen şimdi.
gerçekten buraya da yazamıyorum.
izleyicilerim azalsa şaşırmam...
bir bloguma dokunma var tabi.
resmen konuşabilirsin dedi, var mı böyle birşey lan.
ben hayatta izin vermezdim.
en ufak şeyde kızıyorum zaten, yavşama diyorum hemen.
olmuyor.
bugün zaten okula gitmeyelim diye anlaştık gitmişler..
aptalım ben aptal.
söyleyemiyorum bile anneme gittiklerini.
o da benim gibi düşünecek, çünkü ben bir aptalım.
ve matematik testleri beni bekliyor. ve geometri tabi.
fizik eksik olur mu?
gerçi son günlerden arızayı da fiziği de çok sever oldum.
birde çözebilsem.
jamie campbell bower gerçeği de var tabii.
çocuk güzel bildiğin, daha ne denir...
neyse ne. gidip öleyim ben.

26 Şubat 2011 Cumartesi

oops i did it again

Bugünlerde aşırı derecede cob modundayım. Konser yaklaştı, ondan heraldeee.
oops i did it again söylüyorum 2 gündür. Özellikle coverlara bayılıyorum.
Somebody put something in my drinkte bir ara takılmıştı.

Şuan okulda da dersler var hani daha sınav dönemi başlamadı.
Doğru düzgün ödev de verilmiyor.Boşluktayım gibi birşey, yapacak birşey yok yahu.
Evet bu benim yapımda var. Sen bana demessen şu şu testleri çöz, şu güne kadar diye, şartlamassan beni hayatta yapmam ben o işi. Hayatta. Derslerde de böyle oluyor işte...

Okul başladığından beri kitaplar konusunda da şikayetçiyim açıkçası.
Falan filan diyordum. Sonra yine yarım bıraktım ben yazıyı tabi. Birşey sormak için girdim msne. Sonra hell'le cam felan açtık. Güzeldi herşey, mutluydum...
Sonra ne gördüm. Paylaştıkları. O kadar kötü oldum ki, öldürmek istedim o aptal kızı. Bunu nasıl yapabiliyor, gördükten sonra ne düşünecek. Olanlar beni ne kadar mutlu etse, umutlandırsa da, böyle olmasını istemem. Ben mi abartıyorum. Anlayamıyorum ki, asla duygularını okuyamıyorum onun. O kadar heycanlandıktan sonra bak yine pof, sönüp gitti herşey.

Zaten hiç beklemediğim birinin yaptıklarından sonra, o kız ne yapsa şaşırmamalıyım ya.. Of bilmiyorum herşey birbirine karıştı. Keşke görmeseydim...
*** girip sakinleştirse yada birşeyler yapsa.
Neyse. Hep postun sonunda delirecek birşey bulup onu yazıyorum zaten. adam akıllı birşey yazamayacağım. saçma yorum yapmasın kimse bunada. O dağıldı, beni de dağıttı gece gece işte. zaman gösterecek. düzelicek.. umarım.

21 Şubat 2011 Pazartesi

bok=1

buraya her baktığımda olay yok, yorum yok, düzgün post yok.
bende üzüldüm kendime, yazayım o zaman.
bugün öyle soğuk ki şu şakaklarımdaki ağrı gitmiyor..
Ödev yapıyorum ama edebiyattan bir bok bilmediğim için testi çözemem.
Yazıları da çıktı yapıcam of uğraşamam jdkgbnjn
Hoca tam bir gerizekalı.
Ve beden hocası bu soğukta ders yaptırdı.
Öyle üşüdüm ki. Hasta olacağım. Umarım bir gün öyle donarsın orospu,
umarım kimse sana bir mont bile vermez.
demek istemem ama. cidden acımazsın. resmen işkence ediyorsun!
ben matematikten ödev yapmadığım kadar bedenden yaptım.
yazı yazdırıyor felan. ne sanıyorsun kendini çok mu mühim bir alanda öğretmensin?
Allah aşkına. hiçbir halt değilsin. buruşuk karı. birde o suratına makyaj yap.
fondotene bula, harika görünüyor! incecik dudaklarına kırmızı ruj sür, görünür ya.
İşte böyle. kin doluyum o kadına.
birde takıntı yaptım. her kelimenin sayısını buluyoruum.
bok: 1 meselaa.

6 Şubat 2011 Pazar

Transtayım oh no.




Bu filmden sonra durumu ancak şöyle açıklayabilirim.
Hayatımda hiçbir film için hüngür hüngür ağlamadım.
Hiç.
Bunda da ağlamadım, hayır.
Ama gözlerim doldu. O damlaları hissettim.
Filmden sonra kuzenim iğrenç esprilerine devam etti.
Ama ben cevap bile veremedim.
Öyle baktım.
Dedim ki, onlar bile kavuşamıyorlarsa aşk benim neyime?
ama Olamaz mı? olabilir..
Yollarımız hiç kesişmemiş,bu eylül akşamı dışında.
Abartıyorsunuz diyordum, asla paylaşmam videosunu felan şu filmin diyordum.
Hepsini yuttum.Onu nefes nefese yukarı taşıması.
Ve hazine kutusunu verdiği an.
Sonu..
Sonu o kadar fenaydı ki.
Ama oldu diye demiyorum.
Kötü bir his vardı. O çocuğa birşey olucak diyordum.
Her romantik film gibi sonu kavuşup bitmeyecekti.
Bitse bu kadar hoşuma gitmezdi belki de.
Beklenti oydu ve şaşırttı.
Of gerçekten hiçbirşey söyleyemiyorum.
Aşk tesadüfleri sever. GİDİN GÖRÜN.
Sonra konuşalım.
Birde herkesle gitmek istiyorum herkese söyledim ve kimle gideceğimi şaşırdım jstsnrjng
Kimle gideyim sizce bir daha?
B, F, Ş ?

3 Şubat 2011 Perşembe

31 Ocak 2011 Pazartesi

Sonunda buldum




başlık sanki sonunda o'nu buldum gibi duruyor.
hayır sanmıyorum. belki de odur?
Bende diyorum bu şarkı cover mı ne, çok tanıdık.
Personal Jesus!
Gidin birde Hilary Duff- Reach Out dinleyin.
Ve sonra gidin bu gerizekalıyı parçalara ayırın-.-
bu yazıya devam edicektim. edemedim.
birde eskiden baya apaçiymiiş. of çok fena..
Ve buluştum. en azından ash<3

29 Ocak 2011 Cumartesi

hahaha

Sitede seçtim seçtim, bu çıktı.
tamam o zaman.

"Holy crap! I just realised I have not updated this since last night... You would not believe how insane my life has become. I hope you still love me!.

I am absorbed with sleeping my way to the top, sleeping, just generally being a pain to my friends, my day is passing in a blur from lunchtime to I feel like going to bed. I am so tired. but who cares.

I go, my lords and ladies; just I will write something that makes sense soon. No, really! I mean it!."

Kill me i cried and love said no

Aslında bunu çok istiyordum. Söylenip duruyordum.
Ama görünce.. Garip hissettim.
Sanki gerçeklerin farkında vardım.
Gerçek değil de bir hayalmiş gibi geldi isteklerim.
Gerçek olsa, belki bu kadar büyülü olmazdı.
Hayalimdeki gibi değildir belki de.
Bir söz var ya; Beğendiğimiz bedenlere hayalimizdeki ruhları koyup 'aşk' sanıyoruz.
Çünkü açık ve net olalım, tanımıyorum işte.
Nasıl tanışırım onu da bilmiyorum.
Ama bugün birşey gördüm. Onun hakkında.
Bu kadar etkileyebilirdi beni. Tamam dedim işte bu.
Düşünce bu, bende tam bunu kastetmiştim.
Zaten sadece onun abarttıklarıyla geldik buraya.
Aslında yok öyle birşey.
Yok öyle dünya.
Aslında kötü bir ruh hali içinde değilim. Mutlu gibiyim.
Birde psp istiyorum ve psd yazmayı bırakmalıyım psp yazmak istediğim de.

Rüzgar esti üstüme üstüme üstüme
Seni vurdu yüzüme yüzüme yüzüme
Nil - Rüzgar dinle..
Hayır hayır, HIM - And love said no dinle.
You deyişinde birşey var.
Cidden. Çok güzel söylüyor orayı.

Birde benim tatil planım felan yok.
Ne boktan!
Biri bana program yapsın..
Birde buluşma vardı.
Bugün kesin olmadığını, belki de iptal olacağını öğrendim.
Göt oldum mu? Oldum.
Birde kalkıp heartagram kolyemi takacağım.
Hep isterdim, sürekli taktığım uğurlu birşeyim olmalı diye.
Ama tam bulduğumdan emin değilim.
Ben inançlı biriyim. Him'e de bayılıyorum evet.
Ama böyle bir kolye uğur mu getirir tartışılır işte.
" And loves light would
Suduce me with you
And at that moment I knew I was out of hope
Again .. "
Ne diyebilirim. 666 felan ama adam yazıyor.
"Love's icy tomb
Dug open for you "

Aslında love didn't even look at me.
Sanırım.
BOK.

-

Gece gece ağır geldi öğrendiklerim.(edit)

25 Ocak 2011 Salı

shit

Hani o laf ettiğin tikiler, özentiler.
Aynı onlar gibisin.
Daha betersin.
Rüyada yaşa sen.
Onla mutlu ol.
-

T bana yeter..

24 Ocak 2011 Pazartesi

OH BABY BABY




yakınlarda da dinlemedim, hatta aylardır dinlemedim ben bu şarkıyı, neden aklıma takıldı bilmiyorum?
ama çok fena vuruldum onu biliyorum.
şarkıya değil..........................
Di bana cevap vermiyor-.-

Oh baby baby, does she take a piece of lime
For the drink that I'mma buy her

Do you know just what she likes?
Oh, oh, tell me have you seen her

'Cause I'm so, oh, I can't get her off of my brain
I just wanna go to the party she gonna go

Can somebody take me home?

let me know what she was wearing or what she was like
'CAUSE I'VE BEEN WAITING HERE FOREVER