26 Ekim 2023 Perşembe

all out

 I get it now. I get it so much better now.

I feel so sad. So fucking sad. I feel rotten and sad beyond explanation.

I feel lonely. I feel so alone. Of course I needed it for this.

Of course I was such an addict. Just one and I was whole again.

Just one and it didn't feel this pain splitting me open in half.

Just one and I was a carefree cloud, just a cloud ascending to sky.

And she got it, she just knew. She didn't blame me for abusing.

She got why I got into this, hell, we got into this together.

She knew it all along. She knew me all along.

And it broke me. That she knew me and still talked shit behind my back.

That was years ago but guess what, it still hurts like a bitch.

Maybe that's my huge ego bruised but what can you do? I don't get hurt and just forget.

I have never done anything behind anyones back. Never. Ever.

So of course it hurts like fucking hell when I hear my besties think that.

But that's okay. I know me. 

I know this world will never break me. Not like that.

I am already broken in a lot of sense but not like that.

I was never evil, I don't have it in me. 

That's good, at least.

I'll just feel broken and direct all the misery to myself.

Never to anyone. Maybe that's where I'm wrong.

I've read yesterday "You'll never protect your heart by hiding it" 

Well, what am I supposed to do? 

I've been avoiding all this sorrow and hurt for years now.

Of course it's gonna come at me at once when I drop my protective gear.

It's time to grow up now, ha?

Truth be told, I never wanted that. 

I just need that.

To be a human being. To survive.

So we are going in. We are diving in.

There is nowhere to go, nowhere to run now.

It's time to show my true colors. I just hope it's not all green.

That glorious green I love so bad.

And I'm not saying I'll leave it be because that's not very realistic.

I am just saying that it doesn't work for me at this rate, right fucking now.

Better yet, I haven't done in whole 5 days.

Maybe that sounds small but it is huge for me.

I will acknowledge that. Especially when I have it so close to me.

SO FUCKING CLOSE.

And I still fucking reach for it. It's an old habit.

It being there for me when I reach. Oh, and I reached so many times.

I should've had my fill till now. But that's not how it works, is it?

It's never going to be my fill. Because it's not the real deal.

I am. I am the real day.

Well, here I am. In all the sober glory.

hello there. good to see you, I guess.

we'll be together now. There is no other way left for us.

Oh believe me, I have tried. I have tried to never make this meeting with you.

And I am so good it, you know? I can keep it by my side, have it all day everyday.

And nobody fucking suspects a thing! Okay, okay, let's be fair.

There was some suspicion. But nothing really serious that can make me leave you.

I had to leave you on my own accord. Just like that. Cold turkey.

I always knew it. I always knew I can't have you just a little bit.

I was always all in or all out.

So, for the time being, it's all out.

The answer is all out.

But darling, you are my secret lover.

I'll be back for you sometime.

Not like this, oh god, never like this.

Because when I'm hooked, you're my god.

But we'll meet again. I'm sure of that.

Let's see what they have in store for us first.

I gotta do this first.



13 Eylül 2021 Pazartesi

are you happy?



 Geldi! Kurtarıcım geldi! Sadece bana öyle değillermiş, bak o da söyledi sınıfların nasıl durmadığını, konuştuğunu, çıldırdığını. Ben de sanıyorum ki bütün derslerde ip gibi duruyorlar, ben başaramıyorum onları ip gibi dizmeyi. Hala kararsızım gerçi, yapabilir miyim bunu, yapamaz mıyım? 

Her hafta işler artacak gibi geliyor ki kesinlikle artacak. Hepsine zaten zar zor yetişirken. Bu kadar yorucu bir iş olduktan sonra eve erken gelmemin manası nedir ki? Zaten akşama kadar günü sindirmeye çalışıp, yorgunluğu atmaya çalışıyorum, sonra da yatıyorum. Ne anladım bu işten?

Havalar da soğudu artık oh be dedik, bugün kusacaktım sıcaktan. Evet, sıcak midemi bulandırıyor, kusma hissi uyandırıyor. Psikolojik değil hayır, biyolojik tepkisi bu vücudumun. 

Blog yazan kaldı mı heyt be, bir an durdum da napıyorum diye. İlk başladığımda blog yazmaya buralar gene böyleydi işte, yazan vardı olmasına ama az ve öz bir kitle. Hoşuma gidiyordu bu kalabalıklar içindeki yalnızlık. Şimdi de bu koskocaman alemde yalnız gibi hissediyorum ve nefes alıyorum.

Bütün akşam içimde bir sıkıntı vardı. Ne yapacağımı bilmediğim bir sıkıntı. Boş boş oturup dizi izlemek, oraya buraya bakmak istedim ama kusacak gibi oldum gene. Sonra anladım ilacımdan dolayı olduğunu. Rahatladım o zaman. Garip bir ilaç gerçekten. İyi mi yapıyorum kullanarak yoksa çalışmak için kendimi hapis mi ediyorum acaba?

Tam o sırada dinlediğim şarkı "are you happy?" der ve kalırım.

Are you happy? 

No.

Hayatımı bunu yaparak geçirmeyeceğim, bunu çok iyi biliyorum. Şimdiden bağlandığım yanları var evet ama bu ben değilim. Yıllarımı harcayacağım şey bu değil. 

Ama bu sosyal ortamını da özlerim sanırım, gün gelir yapmam gereken şeyi yaparsam. Yaparken.

O çok daha yalnız bir iş, çok daha içinde yaşadığın. 

Çalışmak da hiç hoş bir şey değil ki ya, bu iş beni direkt çalışma fikrinden soğuttu. Bu işi yaptığım için mi böyle hissediyorum yoksa çalışmak gerçekten ne olursa olsun hoşuma gitmeyecek bir şey mi, merak ediyorum.  

Aşkım psikologum ne zaman döneceksin, onu da merak ediyorum. Yokluğunda içimi bloga dökmeye başladım başka outlet bulamayınca. Ya şu konu da az canımı sıkmıyor. 

Was she really someone who should've been removed for me to move on? Really?

Because for the past year, I thought she would never be removed. She would stick with me. Oh what a delusional girl you are, my dear. 



11 Eylül 2021 Cumartesi

benden ne olur?

Secret Window Johnny Depp

 Yazmayı seviyorum. Bu kadar az yazmama rağmen, belki de yazdıklarımdan korkmama rağmen yazmayı çok seviyorum. Geceleri de seviyorum. Karanlıkta odanın bir köşesinde zihnimden geçenlerin harf harf dökülmesi kalbimi kocaman yapıyor. Bütün gün çıldırdım bu lanet semtin gürültüsünden ama şuan futbol taraftarlarının aşırıya kaçan kutlamaları bile beni aldığım bu zevkten mahrum edemiyor. 

Gerçi bu kadar az yazmam çok mantıklı çünkü kalbimi kocaman yapan her şey beni korkutuyor. Okulda bir öğrenci beni görünce hocam sizin dersiniz mi dedi. Evet deyince arkadaşlarına koşup x hocanın dersiymiş diye zıpladı ve alkış yaptı. Çok korktum. Çok mutlu oldum. Yoğun hisler de beni korkutuyor. Belki de hissetmek beni korkutuyor. Nötr bir pozisyonda kalmak konforlu geliyor demek ki. Neden gelmesin ki? Ah nerdesin canım psikologum, seni çok özledim. Nolur dön artık seyahatten. Sana çok ihtiyacım var.

Yazar olacak mıyız çocuklar ya? Beni tanıyan, ama gerçekten tanıyan herkesin ortak bir kanısıdır bu. Yazar olacakmışım. Ben de bir terapi seansımda gözlerimi kapatıp gelecekte kendimi hayal ederken ormanın ortasında bir kabinde bir yazar olarak görüyorum, yalan değil. Şu Johnny Depp'in filmi var ya, tam o estetik işte. Sıcacık, bohem bir ev. Antikalarla ve eski ordan burdan topladığım eşyalarla dolu. 

Ben de sabahlığımda rahat koltuğuma oturmuş tıkır tıkır yazıyorum. Evet, bu. Yaptığım iş ise bütün gün bir sahnede seyirciyi kontrol altında tutmak için debelenerek bir şeyler anlatmak. Konuşmak, konuşmak ve konuşmak. Bu kadar kendime ters bir mesleğin bölümünü okurken aklım nerdeydi inanın bilmiyorum. Sorun da bu ya. O yaşta aklım nerde olacak.... 

Gerçi başından beri tutkum olan şeyi okumak için girdim o bölüme, o bölümü okurken tutkunu olduğum şeyi de ikinci dal olarak okurum diye. Yaptım da. Yapmadım değil. Gurur duyuyorum kendimle. İmkansızlıklar içinde başardım dilediğim şeyi okumayı. Sadece arzuladığım mesleği yapmanın elit bir kesime hitap ettiğini bilemedim. O bölümü okumakla olmadı çünkü, yüksek lisansını da yapmalıydım. 45 tane eğitim de almalıydım. Ondan sonra nasıl olacaksa danışan profili oluşturup işimi de kurmalıydım. Bunların hepsi de bende ve ailemde olmayan bir parayı işaret ediyor tabii. Bir geyik dönüyor ya malum siyaset meydanı olan sitede, her şeyin suçlusu malum kişidir diye. Hah, benim işimi yapamamamın sebebi de Voldemorttur valla. Onu suçluyorum. İmkansızlıklar içindeysem sebebi ve kaynağı bellidir. 

Çıkış yolunu bulduğumu düşünmüştüm. Bu iş her şey için çok iyi olacaktı çünkü ailem üzerindeki maddi yükümü kaldıracaktı öncelikle. Sonra bana tecrübe kazandıracaktı, hem hayat tecrübesi hem de özgeçmişimde görünecek bir tecrübe. İyi de bir referans olacaktı. Sadece her şeyi yetişmeye gücüm var mı bilmiyorum. Aslında biliyorum, gücüm var. Yetişirim, sorumluluklarımı yerine getiririm, ne kadar zor olsa da ne kadar yorulsam da bunu yaparım. Ama en önemlisi dersteki performans. En önemlisi dersi dinletebilmek. Ve bunda çok zorlanıyorum. Ben de sıkılıyorum çocuklar da. Nasıl sınıf düzenini sağlarım, nasıl disiplinli olurum bilmiyorum. Onları seviyorum, onların da beni sevmesini istiyorum. Sevgi açlığından mı böyle oluyor? Ama onlara kötü davranamam disiplin adı altında. Peki nasıl bana saygı duymalarını ve dersi dikkatle dinlemelerini sağlarım? Notla da tehdit etmek istemiyorum, ya da ödevlerle ama ettim bile. İstemediğim biri olmak zorunda kalıyorum. Kontrol sağlamak için. Benden bekleneni yerine getirmek için. Belki de ben oyun arkadaşı olabilirim, öğretmenleri değil. Bilmiyorum, ah hiç bilmiyorum. Benden ne olur?



düzlük nerede?

 Çalışmak ne zor şeymiş. 2 yıldır keyfime baktığım için mi böyle geliyor, yoksa herkes için bu kadar zor ve yorucu da herkes bunu kabullenip alışıyor mu bilemiyorum.

Kendimi yetersiz hissediyorum. Elimden gelen her şeyi yapıyorum. Sahne insanı olmadığımı her zaman biliyordum. Bu mesleği yapmamak için zaten tam 2 yıl direndim. Gene de kendimi burda buldum.

Ve gerçekten yapmaya çalışıyorum. Hala çalışıyorum, bırakmış değilim. Ama gelecek günler beni korkutuyor. Bu koskocaman sorumluluk beni korkutuyor. 

Elimden gelenden fazlası verebilir miyim? Zaten yapabildiklerime bakıp şaşırıyorum, nasıl bunları yapıyorum diye ama yetmiyor. Hep daha fazlası gerekiyor. 

Şimdiden maaşımla planlarımı yaptım bile. Ama bu planları gerçekleştirmenin karşısındaki bedel öyle ağır ki. Babama beni bunca yıl çalıştırmadığı için en içten teşekkürlerimi sunmayı da ihmal etmedim. 

Hayat çok ağır ve acımasız. İnsanlar size bir şey vermeden istiyor ve istiyor.

Yorgunum. Hiçbir şey yapacak halim ve kafam kalmadı. Hafta sonu ne yapacağımı şaşırdım. Çalışmıyorken yorgunluktan herhangi bir şey yapabilen var mı? 

Yaratıldığım şeyin peşinden gitmek istiyorum. Tek amacım bu. Hayat amacım bu.

Eğer o bu değilse, burda bu eziyeti neden çekiyorum?

Ve hocalarıma öyle alıştım ki. Hepsi çiçek gibi insanlar. Onları bırakıp gitmek istemiyorum. Ama çocukları bırakıp gitmek çok istiyorum. Belki büyük çocuklarımı değil ama, ufacık çocuklar beni öylesine korkutuyor ki. Bu sorumluluk omuzlarımı çökertiyor. Nefesimi kesiyor. Aklımı alıyor.

Ne yapmalıyım? Bu işin içinden nasıl sıyrılabilirim? Sıyrılmalı mıyım yoksa dayanmalı mıyım? Beni endişelendiren kısım, dayansam ve çabalasam bile düzlüğe çıkamama ihtimali. Düzlük neresi? Orda olmalı mıyım? Hayatın neresindeyim?

Yoğunluktan düşünmeye pek fırsatım olmuyor ama bu zor zamanımda beni yalnız bırakmasını beklemediğim ve öylece bırakan insanlara da teşekkürlerimi sunuyorum. Bana gösterdikleri gerçekler için. 

Sandığım kadar size ihtiyacım yokmuş. Hiç olmamış. Hala da yok. Kendi isteğinizle yanımda olursunuz ya da olmazsınız. Seçim sizin. Ben de sizi ona göre bir yere koyarım. İşte bu kadar basit. :)

7 Şubat 2021 Pazar

To live and to my tribe in the jungle


 I come to you my savior, I come to you. In the dead of the night or in the brisk of the morning after a dreadful night. After I hit my head and say I am sick of you to my thought world while harshly caressing when I wanted to smash it to the wall. Then I move my head the giant word "void" I wrote to my wall many years ago. I wrote sonnets to my walls and write here to keep me sane in the past a lot. There was a calling to me to come here once again. I don't understand why I am so stubborn to give into what my soul aches for. I think about it all the time and all the things I throw myself to pass time feels like a dream. Nothing feels real or satisfying as I delay to live. I delay living, I delay the answer to my crying soul. I want to heal without seeing myself exposed with all my wounds. 

I thought I moved from this one. But again, how dare I forget it's a not as cut clear as I wish it to be. There is no being done with it and never visiting it again. The wounds will bleed and be forgotten again again.

One must bear the weight and choose to live in it again and again. 

Am lazy as one said? One whom I deeply care for and feel I disappoint them again and again every damn day.

Am I projecting my mum to her, dare I ask? Does she know, ruefully I wonder.

How long since I sparked joy with anything I had? How long since I feel enough for anything to dare and claim it for my own?

I claim it now. What belongs to me, simply comes to me.

I dare to be myself and nothing further.

I believe in the woman I am the fragile nature she always had. 

Life is hard to bare with fragile soul, one might say.

But isn't higher than anything else when I am fragile with whatever I care to connect.

Connection oh how I dearly ache for one. Then not one but many, many more.

In therapy I said I vision a crowd with many flavors as there could be. I ache to connect with not one but all the flavors a clan, a tribe can dare to have.

I wanna taste a jungle with my tongue and bare hands. I wanna rub my cheeks and sniff the rich aroma to take it to my heart.

I am here to live in a jungle with my tribe and I shall be the woman I am. 

I shall be the woman who lives.