19 Ağustos 2011 Cuma

Summertime


Biraz önce prince of persia izlediik ve şu herifin çok seksi olduğuna karar verdik efenim.

Artık yeni kararım budur, unutuyorum, yeni birileriyle ilgilenilecek.
Nasıl olsa hedefler seçip eğlenmeye alıştım.
Tabii onları elde edemeyip sonunda vazgeçtiğimi saymazsak.
Madem sen kalpsizsin, artık umurumda değilsin.
Belki bir kişiliğin olsaydı senin için savaşırdım.
Ama bu durumda hiç sanmıyorum dostum. Önümüze bakalım.
Bir ff var. Seri katilli, kiralık katilli ya da.
Keşke olsa da okusam.
Sanırım hikaye okumayı çok özledim.

Bu da 200. yazımmış. Umarım blogumu bir daha o kadar uzun zaman boş bırakmam.
İnsanlar değişiyor, hayatlar değişiyor.
Bazı şeyler seninle birlikte geliyor, bazıları ise geri de kalıyor.
Onları bırakmak istemesem de, artık yapacak birşey olmadığını yavaş yavaş anladım.
Ve bir daha söyliyim burda da, bende planlara inanmıyorum. Di gibi.
Bugün izlediğim başka film bana bunu gayet güzel açıkladı.
Planladığın insan, ortam hiçbirşey değil.
Sadece o an karşına, tesadüf sonucu çıkan birşey olur kaderin.

Tamam ne diyorum biraz koptum. Aslında gün içimde buraya yazacağım paragraflar aklımlar geçip duruyor fakat 2inci saniye de unutuyorum.
Unutmak derken gerçek anlamda, konuyu bile unutuyorum.
Fazla unutkan olduğumu düşünüyorum aslında.
Gereğinden çok daha fazla. Bir doktara mı görünsem ?
Neyse madem, ben kaçayım.
Umarım Brida blogunu kapatmamıştır.
Son zamanlarda bakamasam da tartışmasız en sevdiğim blogların başında gelir.
Öyle yani. Keşke bu şehirden kaçıp gitsem, aslında.

Bu arada farkettim ki çoğu başlık, o sırada dinlediğim bir şarkı oluyor. Ne olduğu, sevip sevmemen önemli değil, o an çalan bir şarkı, oynayan bir video adları başlıkta yerini alıyor.

Hiç yorum yok: