26 Ağustos 2011 Cuma

but i feel i'm growing older


  • Duşa gözlüklerimle giriyorum ve onu da bir güzel sabunluyorum.
  • Artık meyveleri yemeden önce kendim de bir siliyorum -gleedeki emmadan geçti-
  • Duşta çıktığımda yatak örtülerimi değiştiyorum anneme. -evet bu hergün anlamına geliyor ama arada üzülüyorum ve kadına bu işkenceyi yapmaktan vazgeçiyorum-
  • En fazla 1 saatte bir kalkıp ellerimi yıkıyorum.
  • 2. gününde olan yemekleri yiyemiyorum, midem bulanıyor.
  • Evde herkesin kullandığı el havlusunu elimi hayatta silemiyorum genelde askıda duran diğer havluları kullanıyorum.
  • Herhangi bir kremi sürdükten sonra ellerimi hemen yıkıyorum, kaygan olmalarına katlanamıyorum.
  • Masa da ağzını şapırtadan -babam olsa da ve genelde oluyor- öldürmek isteğiyle yanıp tutuşuyorum, derin derin nefesler alıp ofluyorum, mesaj yerine iletilmiyor deliriyorum.
  • Normal bir günde -evde otururken- 2 kere üstümü -iç çamaşırları da dahil- değiştiriyorum.
  • Eskiden olur olmaz her yerde yatabilme yeteneği olan ben şuan başlarının yastığından tiksiniyorum.

Evet baya delirdim. Demin duştan çıktım yine. Aklıma geldi.
Tam bir hijyen delisi oldum. Sevmiyorum bu halimi. Umursamaz olmak güzeldi.
Aslında bugün planlarım arasında uyumak vardı ama ben sabahladım, saat öğlen 1 hala ayaktayım.
Kuaföre gitmem gerek, annem benle gelmemek için diretiyor, deliriyorum.
Neyse işte başımı ağrıttı havlu.

Lütfen ankete katılın ve akşama bavuluma hangi kitabı koyacağıma karar verebileyim, lütfeen*-*

Son olarak, eski yazılarıma dönüyor gibiyim ufak ufak. O kadar uzun yazamıyorum ama..
Sanırım nedenini anladım. O kadar uzun dertlenebileceğim birşeyler yok.
Var da. Onu anlatmamayı, unutmayı tercih ediyorum.
Herşeyimi o oluşturduğu için de, geriye anlatacak hikayem kalmıyor. böyle işte..

25 Ağustos 2011 Perşembe

say goodbye




Yeniden tatile gidiyoruuuum. Aslında bu hani mahcup olmamak için yapılan birşey sanırım.
Ben onların oğlunu götürdüm onlarda beni götürüyor şimdi mgfksnb
Ama çok çok süper oldu ! İyicee yanacağım. Gerçi yandım da. Never enough.
Şimdi bavulumu hazırladım, izmir dikili yolları göründü :D
Ayrıca artık aştım, abarttım, çantamı, koskoca çantamı cafede bırakıp çıkmışım !
Ve bunu 2 gün sonra farketmem daha da güzel..
Huzur sokağı diye bir kitap var ve babam okumak için zorlayıp duruyor.
Cep boyu vardı, gitmiş büyük boyunu da getirmiş okuyayım diye.
O kadar istiyor yani. Ve inanılmaz sıkıcı, başlayamıyorum bile.
Son zamanlar baya glee izliyorum ayrıca.
Her zaman ki duygusal durumlarım dışında bir durum yazısı oldu bu.
Ve önümüzdeki 10 gün felan yazamayacağım için, artık ağustosun son yazısı oldu.
Umarım beni özlersiniiz !


önemli not : yandaki anketi bir blogta gördüm. Şuan hatırlamıyorum hangisi olduğunu tabi kii, balık hafızalı ben. Fikir bana ait değil ama bayıldım, belirtmek istedim.

19 Ağustos 2011 Cuma

what if God was one of us ?

Sanırım insanları gruplandırmayı seviyorum.
Hayır kötü yada bencil bir anlamda değil.
Benzeyenleri bir gruba, bazı yakınları bir gruba.
gülsüm-buket-nilay bir gruptu mesela.
aslı-gizem-selina-gülenay bir diğer grup.
Son zamanlarda;
aşina-aslıhan-gizem diye bir grubum var.
Ne bileyim. Birbirine benzer olduğunu düşündüğüm insanları böyle gruplandırırım.
Sonra hepsini ayrı ayrı tanıdığım da çok farklı, değişik güzelliklere sahip kişilikler olduklarını farkederim.
Bu aklıma şeyden geldi, son zamanlarda da karıştırdığım 2 blog var.
2sini de o kadar beğeniyorum ki, orda görüp başlayıp-devam ettiğim bir diziyi hangisinin söylediğini hatırlayamıyorum şuan.
Bunu neden dedim onu da bilmiyorum.
Eklemeden gitmeyelim, sonunda bütün gruplarım da dağılıyor.

not:içlerinde bende varım tabii, eklemeye gerek duymadım. ama dediğim gibi, dağılıyoruz.

Summertime


Biraz önce prince of persia izlediik ve şu herifin çok seksi olduğuna karar verdik efenim.

Artık yeni kararım budur, unutuyorum, yeni birileriyle ilgilenilecek.
Nasıl olsa hedefler seçip eğlenmeye alıştım.
Tabii onları elde edemeyip sonunda vazgeçtiğimi saymazsak.
Madem sen kalpsizsin, artık umurumda değilsin.
Belki bir kişiliğin olsaydı senin için savaşırdım.
Ama bu durumda hiç sanmıyorum dostum. Önümüze bakalım.
Bir ff var. Seri katilli, kiralık katilli ya da.
Keşke olsa da okusam.
Sanırım hikaye okumayı çok özledim.

Bu da 200. yazımmış. Umarım blogumu bir daha o kadar uzun zaman boş bırakmam.
İnsanlar değişiyor, hayatlar değişiyor.
Bazı şeyler seninle birlikte geliyor, bazıları ise geri de kalıyor.
Onları bırakmak istemesem de, artık yapacak birşey olmadığını yavaş yavaş anladım.
Ve bir daha söyliyim burda da, bende planlara inanmıyorum. Di gibi.
Bugün izlediğim başka film bana bunu gayet güzel açıkladı.
Planladığın insan, ortam hiçbirşey değil.
Sadece o an karşına, tesadüf sonucu çıkan birşey olur kaderin.

Tamam ne diyorum biraz koptum. Aslında gün içimde buraya yazacağım paragraflar aklımlar geçip duruyor fakat 2inci saniye de unutuyorum.
Unutmak derken gerçek anlamda, konuyu bile unutuyorum.
Fazla unutkan olduğumu düşünüyorum aslında.
Gereğinden çok daha fazla. Bir doktara mı görünsem ?
Neyse madem, ben kaçayım.
Umarım Brida blogunu kapatmamıştır.
Son zamanlarda bakamasam da tartışmasız en sevdiğim blogların başında gelir.
Öyle yani. Keşke bu şehirden kaçıp gitsem, aslında.

Bu arada farkettim ki çoğu başlık, o sırada dinlediğim bir şarkı oluyor. Ne olduğu, sevip sevmemen önemli değil, o an çalan bir şarkı, oynayan bir video adları başlıkta yerini alıyor.

16 Ağustos 2011 Salı

heppi börtdey

















Yarın benim doğum günüm.
Çaktırmıyorum ama inanılmaz heyecanlıyım.
Bana dua edin, güzel bir gün dileyin olur mu ?
Lütfen o da kutlasın.
Tek isteğim, bir kutlama. Lütfen Allah'ım. Lütfen.
Ve filme devam.

15 Ağustos 2011 Pazartesi

the evil that men do

Sevgili CherrybLossomgirL'üm beni mimlemiş. Kendisine burdan öpücüklerimi yolluyorum!
Aslında film konusunda kendimi gerçekten eksik görüyorum. Özellikle kült filmler konusunda, çoğunu izlemedim.. Daha çok dizilere yönelmeyi seviyorum. 2 saat beni çok sıkıyor da olabilir.
Ama arşivimi gözden geçirip yapabildiğim kadar yapacağım mimi, o kadar mimlendik, yapmazsak olur mu hiç *puppy eyes*


Dorian Gray


Bu filmi ilk izlediğimde etkilenmiştim. Hatta çıkış tarihi de 09.09.09. Bence gayet güzel bir filmdi. Ama sonra unuttum tabi kii. Anneme de izlemiştim bu arada, tatildeyken annem teyzem kuzenim oturup kız gecesi yapmıştık, izlemiştik. Dün de filmlerden bahsederken şu güzel, şu da güzel felan, bak o Dorian Grayda güzeldi dedi. Annem unutkandır ama cidden unutmamış bunu. Tamam filmden çok annemi anlattın. Diyeceğim o ki film izleyin.. Nazı güzelliklerin kısa sürdüğü için güzel olduğunu anlatıyordu -hatırladığım kadarıyla-. Çokta hoş bir sonu vardı. Hatta eskilerde bir enty var onunla ilgili ama izlemeden önce yazmıştım sanırım. IMDb puanı 6.3



Desperado

Bu filmi izlemeyen var mı bilemiyorum. Bende çoğu kült filmden eksiğim ama bu.. Tutkusuyla, heyecanıyla herşeyiyle vazgeçilmez bir film. Sanırım bu tarz tutkuları diğerlerine nazaran daha çok seviyorum. IMDb puanı 7.1. Hiç anlatmıyorum, izlemediyseniz direk izleyin.

Serendipity

Serendipity.. Açıkçası bu filmi başından sonuna pek hatırlamıyorum fakat ben çok beğenmiştim.. İnanılmaz etkilenmiştim hep böyle hikayelere sahip olmak isteyendeyim ama klişe olacağım; hayat filmlerdeki gibi değil. IMBd puanı 6.7

Aklıma gelenler bunlar, aslında daha bilimsel yada tarihi yada yararlı filmler yazmak isterdim ama dedim ya, film konusunda o kadar bilgi sahibi değilimdir. Umarım dizi ile ilgili bir mim olur, mimlenirim. Gerçi o konuda da abartılacak bir bilgiye sahibim demem. Hiçbir konu da demem. Sadece kıyaslıyorum.



Biliyorum 3 film olarak sınırlanmış fakat bu konuda zaten çok bildiği olmadığım için ve bir daha mim yada ekstra bir durum olmadıkça bu konuya değinmeyeceğim için yazıyorum.Tanıtmıyorum ama sadece isimlerini veriyorum efenim yani kuralı pek çiğnemiyorum :P
The Ugly Truth İzlediğim en eğlenceli filmlerden. Zaten bu adamın filmleri genelde güzel oluyor ve bu da bizi 300 Spartalı'ya getiriyor. Onu da çok beğendim ama savaş filmi, başından sonuna savaştı neredeyse, neyse ki savaşları hele böylelerini severim.
Resident Evil serisi kesinlikle çok güzeldir.Son filmi o kadar tatmin edici olmasa da bu tatminsizlik bir önceki filmlerin etkileyiciliğinden, yüksek beklentiden geliyor. Oyunu felan da vardı yanılmıyorsam. Hatta o kadar ünlü ki taksim teknosa her gün oynatıyordu. Sabah gidiyorum, akşam çıkıyorum resident evil oynuyor..
Romantik olarak bunlara when in rome ve what happened in vegası da ekleyebilirim. 2si de çok eğlenceli romantik filmler.


Ve ben bu mimi şu güzel bayanlara yolluyorum;

Umarım yaparsınıız :))

14 Ağustos 2011 Pazar

morrisey

yapabidiğim tek şey de bu zaten. kaçmak. konuşmaktan. görmekten.
ama neyse ki bensiz de iyi.
sadece kolay kız olmayı kaldıramadım. onun gibi mi yapsaydım ?
hiçbirşey anlamadınız evet. sadece biri anlar o da okumicak bunu zaten.

ama olsun yeni takipçilerim vaaar biri daha gelmiş, öptüm onu da.

13 Ağustos 2011 Cumartesi

Çantamda ne vaar ?



ben şu çantamda ne var postları var ya. işte onlara bayılıyorum...
çok meraklı biriyim ve birilerinin çantasında ne olduğu açıklamalarıyla öğrenmek dünyanın en eğlenceli şeylerinden.
o zaman bu yazıyı okuyan HERKES
çantasını boşaltıp güzel bir post yazabilir mii ?
hatta linkini buraya yorum olarak atarsaa hem b
en bakarım, hemde blogumu ziyaret eden diğer kişiler. ay çok zevkli olur. sanki karşımda biri var da çantasını boşaltmaya ikna eder gibiyim*-*
yorumları bekliyoruuuuuuuuuuummmmmmm *-*



hatta durun bende yapayım bunu.
baktım telefonla resim kaliteleri felaket. gittim makineyi buldum onunla çektim :))
gerçi böyle bile kötü oldu...





Di istedi, yarım yamalak çekebildiğim çantamı da koydum. Anladınız siz :D



1 . Makyaj çantam olmazsa olmaz kırmızı rujlarım, eyelinerım ve Aslı'şımın verdiği harika rimel birkaç şey daha.

2. Gittiğim konserler ve motor ka
zam nedeniyle sık sık ayak, el bileklerim, sol kolum ağrır. Bu krem hem ferahlatıyor hemde büyük ölçüde ağrıyı gönderiyor. Seviyorum.

3. Marks & Spencer'dan aldığım v
e bittiğinde yenisi için koştuğum vazgeçemedim parfümüm.
4. Cüzdanım. Aslında daha canlı bir renk istiyorum ama şimdilik bu sadelikte hoş..

5. İşte meşhur, aldığıma asla pişman olmadığım t
ek şey olan ipodum. En büyük aşkım onunla.

6. Bu kulaklığı da ipodumdan kısa bir süre son
ra aldım ama performansından çok memnunum. Bozulduğunda atmam
tamiri gönderirim, yenisi gelir :D


7. Aslında bu kitap biraz rasgele olmuş. Başlayıp yarısına kadar okuyup sıkıldığım kitaplardan biri.

8. Şu -benim tabirimle dişli- tokalara hastayım. Lastik kullanmayı sevmiyorum bunlar mükemmel.
9. Kışın ellerim çok kuruyor bende çözüm
ü çantama bir krem atmakta buldum. Okul varken de ders ortalarında çıkarıp sürerdim.. Kendisi bitti neredeyse :/

10. psp'im aslında alıp bir daha dokunmadığım şeylerden biri. Bazen otobüste açıyorum ama malum tuş sesleri, hiç hoş olmuyor ben bile rahatsız oluyorum. Arada oynuyorum işte. rock band favori oyunum =D

11. Tam bir selpak ve ıslak mendil canavarıyım. Yok elim şuna değdi yok elim yağlandı diyerekten bol bol kullanırım.

12. Bunlar babamın havaalanında getirdiği tek kullanımlık diş fırçası - macun ama kullanmak kısmet olmadı daha. Taşırım öyle.

13. Ahahahah 13 yok evet peki 14e geçelim :D

14. Telefonumu kılıfına takmıyorum ama duruyormuş öyle çantada. Kendisi sarjda olduğu için çekemedim onu.


15. Saçımı taramayı o kadar sevmiyorum aslında hemen elektrikleniyor ama arada lazım olmuyor değil :))

16. Bu aynama bayılıyorum,
nerden aldığımı hatırlasam gidip daha da alacağım ama.. Son zamanlarda hep yanımda.
17. Kullanmaya kıyamadığım not defteri çok güzelsiiiiiiiiin*-*

18. Aslan burcuyum ve bununla çok övünürüm açıkçası. Arada okuyorum onu da :))


19. Bir tane daha parfüm, bu da avondan olsa gerek :))

20. Numaralı gözlüğüm güneşli günlerde bir kurtarıcı !

21. Çok ağır olduğundan her zaman yanıma alamasam da canım kalemliğim..

Evet bu son resimdiii bence güzel bir post oldu ben yazarken çok eğlendiim umarım sizde yaparsınız..




12 Ağustos 2011 Cuma

let me kiss you

böyle yeni izleyicim olunca o kadar uzun süre sırıtıyorum ki.
ama neden yeni yazılar yazamıyorum.
eskisi gibi olmuyor.
bir çaresini bilen ?

6 Ağustos 2011 Cumartesi

lilililerle




her yerde okuyorum, sanki birileri illa ki gözüme sokuyormuş gibi. aile önemli. ailenin kıymetini bil vesaire vesaire. iyi de sevmiyorum ! yapmacık sevgi gösterisindense, somurtmayı tercih ediyorum. nefret ediyorum. yüzüne haykırmak istiyorum. beni rahat bırak demek istiyorum. bugünkü filmdekilerle ilgili laf sokmak istiyorum. ama nerde bende o cesaret. sonunda yine bana patlayacak. bende hiç uğraşmıyorum. sözlerimin, laf arasında kayıp gitmesini dudaklarımı yiyerek izliyorum. bu kadar. lilillerle. sevgilililerle.

3 Ağustos 2011 Çarşamba

Guardians Of Asgaard

mesela ben amon amarth delisi olma yolunca ilerliyorum.
mesela ben oruç tutuyorum ve tek istediğim kahve içmek.
mesela ben şu kızı hala seviyorum.
mesela Di ile konuşamayınca, o fbtan ... yazınca üzülüyorum.
mesela annem, bir şarkı açtığımda yarı dalgayla kafa sallıyor, sinir oluyorum.
mesela 2 ayşeyi de çok seviyorum, seçmem mi gerek yani..
mesela love bites.
mesela t bites.
yazının amacı, eski ben olmak, hergün buraya yazmak.
yoksa evde pinekliyorum.

hadi gidin benim için Amon Amarth - Guardians Of Asgaard dinleyin <3

1 Ağustos 2011 Pazartesi

heart shaped box




çok güzel bir gündü. şu kızı bazen çok kıskanıyorum, bazen sinir oluyorum, bazen kızıyorum ama aslında seviyorum. biraz. okusa şimdi bohherif derdi. yarram nabim derdim bende. birde çok utandım kendimden. sen ramazan olduğunu unut, sokaklarda elinde kahve ile dolan. oldu mu duscha oldu mu. game of thrones izliyoruz annemle. ama beni delirtiyor ben her dakika izlemek istiyorum o hep meşgul. bağımlı oldum. birde sarma bağımlısıyımdıır*-* ama yumuşak severim. ekşi olucak birde mmmhhh. o değil de bu kedi niye bana böyle davranıyor çözemedim. ben bişey yapmadım. bazen çok aptal hissediyorum kendimi. kötü niyetle yaklaşmayı aklımın ucundan geçirmediğim insanlara öyle yaklaşmış gibi oluyor. evet anlatamadım. herkese hayırlı ramazanlar efenim. oruçlarınız kabul olsun diyelim, bitirelim. ha unutmadan. kahveden nefret eden ben artık bir gün içmessem deliriyorum. o kadar yani.