12 Mayıs 2013 Pazar

T-t-teo

Bazen tek derdim kozmetik videolarının yavaş doluşu ve kalkıp dünyanın en uzak mutfağından almak istediğim şeyi nasıl alacağım. Ama ben bunu seviyorum. Hayatın köşesinde oturmayı, onu uzaktan, çok uzaktan buğulu bir camdan seyretmeyi seviyorum. Kapalı kapılar ardındaki, tanıdık bedenlerle dolu evim güvenli. Dışarı çıkmak stres dolu ve yargılayıcı. Yeni insanlar tanımak, nazik olmak, anlayışlı olmak, anlatılanları dinlemek, iyi arkadaş olup tavsiyeler vermek, birilerini görünce heyecanlanmak ve bir sürü duygu dolu dış dünya. Evde otururken bunları düşünmek korkutucu. Dışardan ne kadar arkadaş canlısı görünsem de, içimde bütün gün köşesine çekilip müzik dinlemek isteyen yalnız birileri var. İçimde her zaman somurtmak isteğiyle dolu, hüzünlü bir sis var. Eskileri özleyen ve bugününü geçmişini düşünerek yakıp yıkan bir canavar var. Ama ne var biliyor musunuz?  Zaten hiç halim yok ki. Şu hayatta benim kadar yorgun ve üşengeç bir insan daha var mıdır bilemiyorum. Sanırım okul olmasa 0 arkadaş, 0 güneşi görme, 0 gülümseme dolu bir hayatım olurdu. Ama bir dakika ya gülümseme olurdu aslında! Hayatımda hep kendimi bir şeylere adadığım ve onlarla mutlu olduğum dönemler olmuştur. Bu artık alışkanlıktan gelişen bir şey mi bilmiyorum ama bir şeylere sahip olmak yerine onları sadece izlemek güzel ve yeterli. Belki deneyip elde edemediğimden.
Her neyse, elde edemeyişlerimi anlatmak da can sıkıcı. Zaten hiç halim yok.

6 yorum:

Adsız dedi ki...

Sen biz burdayiz diye rahat yazamasan da ne bilim deme yahu oyle , ben sen her yazdiginda mutluluktan ucuyorum. Ne guzel..
Aklima Zilan'in bahsettigi sey geldi, "kendi icinde yalnizlik" . Bu buyuk bi degerdir aslinda , huzun yok burda , varsa bile parlayan veya kanat cirpan bir huzun bu.

Biz hepimiz, terk etmemeliyiz onu, o cunku hep durur orda.

Bir de seni cok seviyorum. Cok seviyorum, seviyorum pis bok.

in flames dedi ki...

Daha farklı bir şeyler oldu zaten sen burdayken, yazarken sana göndermeler yapmalar, böyle yazsam Ayşe beğenir şeklinde şeyler falan, güzel oluyor. Bir de sen mutluluktan uçunca ben burda annemin(babamın aslında) dizine kapanıp ölüyorum, yazılarımı seviyor falan oluyorum.
Zaten benim de yazarken aklımda Zilan ve o senin Zilan'ın bu yönünü istemen vardı. Ben böyle değilim sanıyordum. Hala emin değilim.
Salak salak salak şey, sarılmak istediğimde itsen bile, ben de seni seviyorum aptal.

Sam Scarlet dedi ki...

sosyalleşmek çok yorucu. hell is other people.

in flames dedi ki...

AYNEN SAM!

Baykuş'un Notları dedi ki...

Melankolik bir ruh ile karşı karşıyayım, yani sanırım..

in flames dedi ki...

Fazlasıyla doğru bir tespit.. :)