29 Aralık 2010 Çarşamba

wake up





Kendimi yukarıdaki gibi hissediyorum. (Yukarıda birşey yok boşuna bakma fgxbgjfkn bir video vardı ve bayıldım ama yükleyemedim, başarırsam sonda olabilir) O kadar yorgunum ki, bugün gezi vardı ve ben evde yatmayı tercih ettim. Uyandığımda saat tam okuldan geleceğim saatti, bence bu bir işaretti. Uyumak yerine geziye gidebilirdim. Ya da çok mu tembelim ben?
Ve çok mu aptalım? Matematikten özel ders aldığım halde notlarım 65 ve 49. Ve ironiye bakın, genelde ilk yazılıdan 15 civarı alıp 60a çıkaranlar var. Bir kişi 100 aldı. Ama benim notum düştü! Herkesin anladığı şeyi anlayamayıp-salak beeen!-, kimsenin anlayamadıklarını anlama sorunum var. Çok sinirliyim kendime. Edebiyattanda 66 almışım. Gerçi hoca notlar gerçekten çok kötü 5alan yok felan dedi fakat... Bilemiyorum çünkü bugün gitmediğim için Ş hariç kimsenin notunu bilmiyoruuum.... Bu kadar okul muhabbeti yeter sanırım.
Gelelim asıl bana..
Kendimi soyutlanmış hissediyorum. Kimseyle konuştuğum yok, yeni okulumdakiler hariç. Ki onları da hergün görüyorum, konuşmamam imkansız.
Bazı konuşmadığım insanlarla içim rahat. Onların aramız açılsa bile yanımda olduklarını biliyorum, hissedebiliyorum.
Bazıları... Benden uzaklaştıklarını hissediyorum. Beni çok üzen bir kişi var özellikle. Kardeşlerime ekliyorum, siliyor, duvarına yazıyorum cevap bile vermiyor. Ama durumunu değiştiriyor, başkalarıyla konuşuyor. Gördüğüne ama umursamadığına neredeyse eminim. Ve bu o kadar kötü bir duygu ki, bilemezsin.

-
Evet şuan tamamen farklı bir ruh hali içindeyim. Yengemler geldi -hiç gitmiyorlar ki- yemek yemeğe gittim. Olay şöyle oldu, şalımsı şeyime çorba döktüm kalktım silmek için. O arada annemle bir şey hakkında tartıştık gibi oldu, ben ayaktayken. Geldi mal pul biberi almış eline aç ağzına dökücem felan, aklınca espri yapıyor. Açmayınca üstüme başıma döktü. Bende masaya fırlattım şalı -ki böylece içine sıçmış oldum- bağırdım çektim çıktım mutfbktan. Şimdi odamdayım kapıyı da kilitledim, hiç çıkıp uğraşmak istemiyorum. Yemeği de boğazıma dizdi!
Artık kendimi korumak istiyorum, ona güvenip gülümsediğimde, onunla konuştuğumda bir laf edip kalbimi kırıyor. Bende onunla konuşmuyorum. Zaten eskiden beri onla bir küs bir barışık olmuşumdur. Yok uyamıyoruz birbirimize. Ne benim onun laflarını kaldırabilecek bir yapım var ne onun. Bu durumun içinden nasıl çıkabilirim? Bize gelmedikleri zamanda üzülüyorum çünkü onlar evin sesi, ev onlarsız sıkıcı oluyor.. Bilmiyorum. Onlarsızın büyük bir kısmı yengem aslında. Onsuz. Ama o da kocası olmadan olmaz. Öf.
Bu kelimeyi çok kullanıyorum, yine;
SIÇTIK!


Hiç yorum yok: