10 Ocak 2011 Pazartesi

kill them all.



Resimlerine bakarken onların, ağlamaklı oldum.
3ünün hayatına birden giren bir yabancıydım. Alıştık birbirimize. Saatlerimizi harcadık. Kuş ile sabahladık, N ile dertleştik. Kimseye anlatmadığım şeyleri anlattım ona. "O"na herşeyimi verdim ben. Herşeyden fedakarlık yaptım. Ama 3ü ayrılmazdı ve hayatlarından gelip geçenler vardı. Bende geldim ve başka biri yüzünden geçtim. Ama en azından "O"nunla ayırdık yollarımızı sadece. Bu yoldan bana kalanlar, dostlarım da oldu sanırım. Yinede o bu hikayenin kahramanıydı, zamansız öldü başkahraman. Benim için. Bana hissettirdiklerinden sonra -diyorum çünkü herşey benim içimde yaşandı aslında, o yaptıkça ben kendi kendime kırıldım krizler geçirdim.- eskisi gibi oluruz ona göre belki. Her zaman güçsüz taraf oldum, affetmiş, unutmuş gibi göründüm zaten. Yine içten içe yıpranan oldum. Ama benim için eskisi gibi olamayız mesela. Di bu yazı bugünki kişi yüzünden diye düşünür. Hayır değil. Daha önceki kişi Di. Ama bugüne geleceğim.Aslında en azından "O"nunla eski bir arkadaş olarak kalmayı başaracağız sanırım ama asıl koyan şey, bugünki konu, kardeş gibi kalamasak bile onunla arkadaş bile kalamamız. Cevap vermeye bile tenezzül etmemesi ve benim ortak arkadaşlarımdan birine rica edip sordurmayı düşünecek kadar çaresiz hissetmem. Ben sormam heralde. Zaten ya cevap vermez yada acıtasyona çevirir. Hep böyle yapmadınız mı zaten? Evet üstünüze alının millet! Bazı cevap veremediğiniz şeylerden acıtasyon yaparak lehinize çevirmediniz mi? Yaptınız tabi. Peki karşınızdaki kırılanı farkettiniz mi ? Karşınızdakini çocuk mu sanıyorsunuz? Cevap veremediğinizi ben farketmedim mi? Daha da uzatmadıysam konuşma çirkinleşmesin, 2 tarafta onarılamayacak yaralar almasın diye.
Baksanıza nasıl doldurmuşsunuz beni.
Hayatınıza girmekle ne büyük hata yapmışım ben.
Zaten uzaktan güzel görünenden korkmalıyız asıl.
Keşke hiç tanımasaydım sizi,, ikinizi de. Hayatımda bir hayalkırıklığı olmasaydınız.
Kardeşim kelimesini keşke ağzınıza alamasaydınız.
CEHENNEME GİDİN!

Gerçekten yazmak istemiyorum, böyle hissetmek kimseyi suçlamak felan.
Ama siz beni kalpsiz mi sanıyorsunuz kendiniz gibi?
Umarım bir gün onlar için beni sattığınız kişiler size çok daha ağırını yaşatır.
Siz sevilmeyi haketmiyorsunuz.
Nefret doluyum evet.
Şimdi yarın cevap yazsan nasıl cevap atarım ben sana?
Seni kırmadan?
Nasıl kalpten yaparım?
Nasıl sahte bir kalp koymam oraya?
NASIL ?

Ve yazmassın zaten. O kadar yüzsüzsün işte.
Sorunca görmemişsindir ama eminim, asla görmessin zaten.

Herşeye rağmen siz asla "bittiniz benim için" cümlesinde olamazsınız.
Geri geldiğinizde yine seveceğim ben sizi.
Beni acıtanda bu kadar güçsüz olmam ya zaten.
Evet ben din çalışmak yerine size nefretimi kusuyorum, hiçbirşeye aklımı toplayamıyorum.
Size en kötü dilekleri sunuyorum.

1 yorum:

Lynn dedi ki...

Sakın ama sakın beddua etme. Çünkü sana geri döner. Bizde böyle bir şey olmasını istemeyiz. Ayrıca sen onları tanımamış olsan beni de tanımazdın. Tanır mıydın? Olabilir, belki, şey, sanırım hayır. O yüzden ne demişler; her şerde bir hayır vardır. Tabii yine de onlarla arkadaş kalacaksın. Öylesine bir sözdü.