28 Kasım 2010 Pazar

ağla-ağlageçer.

Dilo görünce kızma ama..
Öyle işte.

Uzağındaydım düşerken
Nasıl bilirsen öyle ol
Kabusum oldun çok oldun
İyi ki yarına yoksun

Düşledim kayboldum, konuştum ziyan oldum
Eskinin huzurunda el pençe divan durdum
Ah, devrimim benim, nedir senden çektiğim
Sen gelmedin ama ben değiştim

Hayat ne boş ne anlamsız
Neye benzerdi reklamsız
Ortağım oldun çok oldun
İyi ki yarına yoksun

Düşledim kayboldum, konuştum ziyan oldum
Eskinin huzurunda el pençe divan durdum
Ah, devrimim benim, nedir senden çektiğim
Sen gelmedin ama ben değiştim

Aldım, verdim, ben seni yendim
Kaçtın, sattın, beş paraya sattın

AĞLA, AĞLA, GEÇER

27 Kasım 2010 Cumartesi

ss


not:ben resimleri kaydederim bilgisayara, klasörlerim felan ee tabi yazamam nerden aldığımı, o yüzden eğer birine ait ise, şimdiden özürlerimi iletirim. her fotoğraf için geçerli. sonra biri bana gelip derse bu fotoğraf nerden diye bozulurum hani utanırım daha doğrusu, çalmak gibi sonuçta. aman bilmem öyle işte. bazen aldığım resimler için suçluluk duyuyorum da ondan. Ama hani koyup benim demiyorum ki canım..


böyle dev isimleri pek dinlemem aslında.
ama orda burda duyduklarım çok ilgimi çekiyor.
İndireceğim.
Ne zaman?


bon iver.
deep purple.
depeche mode.
queen.

19 Kasım 2010 Cuma

nokta koymak başlık için çözüm müdür? -gotnofriends




hem zaman first of all diye başlamak istemişimdir yani, first of all
izleyicilerim 1 kişi düşmüş ve ben çok üzüldüm buna. ciddi ciddi ya.
üf!
ne için geldiğimi bile unutup saçmalayacağım şimdi.
ama dur. evet.

-
Aslında kim olduğumu bilmiyorum.
Nelerden hoşlandığımı da.
Bulmalıyım, bulmalıyım..

Şimdiye kadar hep metal müziğe ait olduğumu düşündüm. Seviyorum tamam diyecek birşey yok.
Ama ben blues da seviyorum ben Micheal Buble dinlemekten de gerçekten zevk alıyorum. Caz dinlemekte hoşuma gidiyor..
Sonuç dersek ben kararsızım. Karşık türler hoşuma gidiyor, bazen beğendiğim şeyleri kendime bile itiraf etmekten korkuyorum. Hangi tarafa ait olduğumu bilmiyorum.
Mesela benim en'lerimde yoktur. Ben yeni tatlar aldıkça, dinledikçe, izledikçe değişirim. O an'a göre değişiyorum. Duruma göre değişiyorum. Bazen bazı şeylere bakmıyorum facebookta felan, bazı tercihleri okumak istemiyorum. Hep görüşlerden etkilenen biri oldum. Kendim olmak istiyorum.Kim beğensin yada beğenmesin, ben buyum ben bunu beğeniyorum evet sen istersen zevksiz de istersen apaçi.
Öyle.
Ve kendimi sürekli keşfetmek zorunda hissediyorum..
Yeni şeyler, yeni yerler, yeni müzikler(daha ağır basan bu tabii) yeni ŞEYLER yani.
Keşke denemeden bilebilsek ve bilemesek.
Denemek kolay olsaydı, bilemesek derdim..
Ama o kadar kolay sayılmaz bence. Öğrenciyim sonuçta ( okuyoom ben ya gibi) ben, bu tatilde iyi gezdim ama şunun bilincindeyim bu sene ben derslerden başımı kaldıramayacağım.
Çiseme soracağım nerden ders aldığını, coğrafyada dersle pek ilgilenmedim ve sınav yaklaştı. sıçtık! birde sıvamamak için..........
Birde bugünkü ziyaretlerde bir soğuk bir sıcaktı millet. Çakıcaktım ağızlarına. Sıcak olun lan cicanem gibi olun. Severim çok ben onu<3
renge bak. çook, pastel renklerle ilgilenir oldum ben.
dıfdıfdıdıf.

GOTNOLOVER.
http://fizy.com/#s/1lytci

16 Kasım 2010 Salı

come back to me for awhile


"
"Ay ışığına vuruldum ben,
başka dünyaya yansada.."



Kışı neden seviyorum biliyor musunuz?
Çünkü yorganımın altına kıvrıldığımda ısınacağımı bilirim ama ellerimin üşümesine izin vererek kitabımı okumaya devam ederim.
Ve her zaman bir pencere pervazında, elimde kahvemle yıldızlara bakarak o'nu düşünmeyi düşlerim. hani filmlerde olur ya.. hep o mistik, klasik havayla modernliğin arasında gidip geldim. Modern olmayı seçtim zamanında ve odamın hiçte 80ler havası yok. Ama her zaman sahip olamadığımı istemez miyim zaten.. Keşke öyle bir pencere pervazım olsaydı, bir binaya değil de ilham verici bir güzelliği bakabilseydim kış geceleri.
Birde karı, o minik pamuk parçalarını severim ben. Onlarla oynamayı değil de, elimde minik su damlalarına dönüşmelerini. Yağışını izlemeyi. ~when rain turn into snow demedik mi..
Ve bazen kışın soğunun sıcak bir elle, bir sarılmayla ısınmasını severim.
Bilmiyorum kış her zaman bende mistik duygular uyandırır.
Sanki uzaklarda gizemli, saklı bir sevgilim varmış gibi.
Dün itibariyle aklıma hep serendiptydeki o kaçlarına kar karışmışken romantik anlarını hatırlayağım.
"Onlar sadece çil değiller, dikkatli bakarsan samanyolunu görebilirsin"
Bu yazıyı yazmak içinde yatağımda kitap okurken miskin miskin, fırladım ve laptopu aldım.
Hep böyle aniden aklıma geliyor ve yazıyorum buraya. Sorumluluk hissetmeden, anlık duygularla.
Ve bugünde güzel akşamdı bence. Huzurluydum. Biraz.
Bilmem, hiçbirşey düşünmeyip ailemle geçirdiğim vakitler hep mutluluk dolu zaten.
Ve benim annemin özel yetenekleri var, abiminde çöplük misali bir midesi.
ISSIRIRRIM SİZİ LAN ! UPS.
Duvara yaslanıyorum ve gerçekten sırtım donmaya başladı.
Bu günlerde yeni kitaplara başlayamıyorum, sanki yeni kitaplarda eski tatları bulamayacak gibi.
Bende okuduğum kitapları okuyorum, garip bir mutluluk kaplıyor içimi.
HS ve Di.. Sanki sonrada doğru sıkılırım gibi geliyor, son raddeye ulaştıklarından. Ama saflıklarını kaybetmeseler keşke..
Böyle hissediyorum hep, bir çift birlikte olduklarında, artık tamamen birbirlerine ait olduklarında, herşeye rağmen onlar biraradalarsa mutlu oluyorum ve ilgimi kaybediyorum.
İlk tanışmaları, ilk öpücük, ilkler hep çok tatlı oysa.. Tekrar tekrar okuyup gülümsüyorum.
Nerden geldik burayaaaaaaaaaaaaaaaa?
UPS.
Mika o zaman. Geçen sınıfta ingilizce dersinde Mika ile ilgili bir soru sordum, kimse bilmiyordu fsgjsf Ay she diyen bile oldu, öl artık.
Bu yazıyı yazmamın sebebi kitap sanırım, bende çok garip hisler uyandırdı.
Daha önce okumama rağmen. Ah bilmiyorum. Birde kitaplarda hep Londra tarihi anlatılır ya bu sefer Amerika, New York'tayız *-*
Birde ben hala şikayetçiyim. Uzun süredir dergi alıyorum ordan burdan film kitap isimleri, hep not alıyorum hep kaydediyorum bir yerlere. Ama hiç okuyup izleyemiyorum. ve izleyip okuduğumda hep geç kalmış olacağım gibi hissediyorum.
Sonumuzu bile bile sevistim ben, artik gece hiç olmasa da.. "

14 Kasım 2010 Pazar

Ups.




kimse benden birşey istemesin.
gerçekten.
hayatım boyunca kendi isteklerimi bile kıçımı kaldırıp yapmadım.
istemeyin ki, kötü hissetmeyeyim ben sonra.
unutun gitsin hatta.
bir liste hazırlayın siz.
ben onu not kağıdı yığınımın arasına atayım.
yada 2008den beri alıp kapağını açmadığım dergiler.
not alıp izlemediklerim.
bu çok saçma.
herşeyin zamanı geçiyor ben keşfettiğimde.
sinir !
yine pesimist bir ruh halindeyim bak.
çıkmam ki abi.
ancak isterim ben yeni şeyler.
olmayacak şeyler.
isyankar olmak istemiyorum.
ama isteyipte alamadığım o kadar şeyin yanında..
buraya da ciddi şeyler yazamaz oldum, o anki ruh halim.
işte budur.
dur bu sefer resim koyucam.
şehlanın doğum günü. gerçekten üşenmek.
ben sadece olgun arkadaş istedim.
berrayı istedim.
onu aricam. bi zaman. tamam
tişörtümdeki kız peytona benziyor.
yiha bu güzel işte.