16 Ağustos 2010 Pazartesi

when you see my face..

Şuan kendimi herşeye kapali hissediyorum. Sevdiğim, sevmediğim insanlarla konuşmaya, özellikle msnde. Yada şöyle içten bir gülüşe. Kendi benliğimde kaybolmak istiyorum bir sure ya. beni rahat birakmalarini ve sürekli gülümsemek zorunda kalmamayi. Ben bir iş yaparken ciddi ama bir konuşmada felan, sicağimdir ve duramam gülmeden, duramam. Daha doğrusu gülümsemeden. En ufak şeyden çok mutlu yada çok mutsuz olabilirim. Ama gülümsemek istemiyorum artik. Gülümsemediğimde kötü hissetmekte. Evet öyle dedim, kötü hissetmek. Inan bana birine yeterince sicak olmadiğimi düşünüp çok üzülürüm. birde öyle tip insanlar var ki, onlarla konuşurken soğuk davranir oldum. Beni bu hale getirdiler. çünkü onlar umursamaz evet. Ben değilim. Olamam ki.. Şimdi geri dönmek isterdim, geri çevrilmekten korkarak. Ve ne diye bilirim ki? Artik eskisi gibi değilim. Birileri için çaba sarf etmeye takatim kalmadiğini hissediyorum. Birakiyorum.. Dönmek istediğimde, o gücü bulduğumda ki ne kadar bulabilirsem, çok geç oluyor. kafama takilanlari bile söylemeye korkar oldum, kirilir, küser, onu da kaybederim diye. Of kafayi yiyeceğim. Duygusuz olmayi diliyorum belkide bende. Umursamazlik.ama hayir. Ben öyle olupta, benim gibi insanlari, kalbi olanlari üzmek istemezdim.. Boşversene kimin umrundayim. Kapris felan değil bu cidden. Kimin? Belki dilara. O kadar işte. çünkü ben lanet bir kiskancim. Tamam yeter. Nasil olsa kim derdime çare olabilir bunu okuyup? Allah'im nasilda birilerinin okuyup yardim etmesini bekliyorum. Bütün bu duygulara, umuda, kiskançliga, SEVGIYE.. Lanet olmasin. Mubarek gunde. Olsun mu?

Hiç yorum yok: