22 Nisan 2014 Salı

the lonely god.

Merhaba sevgili okumayanlarım. Yine bilgisayarın başına dolu oturup her şeyin uçup gittiği anlardan birinde, the lonely decisiondaki kemanlar kalbimi dağlarken bir şeyler yazmaya çalışıyorum da işte bunlar hep sohbet muhabbet. Değinmek istediğim dumanlılar da yok değil ama varsalar gelsin de konuşsunlardı, ben ne yapayım, hı?
işte diyorum ki, 2 tane element var elimizde. 2 taraf da suçlu, masum kimse yok. Kalmamış.. Ama hep kendini acındıran bir taraf var, bir de masum olmadığını suçlulukla kırmızı yanaklarında taşıyan ama dürüst bir taraf. Diyorum ki, kolay dimi herkesin gözünde acılar çekmiş masum kurbanı görmek. Ama çok zor aslında kendini kurban gibi göstereninin hiç masum olmadığını anlamak. Bir de büyük beklentiler var. Böyle iğrenç oyunların içinde fışkırmasıyla yerler bir olan, minik Tix'in kırıkları gibi paramparça beklentiler. Benim Merry'i özlediğim kadar paramparça.
Aslında hayatımdaki her şey şuan paramparça. Belki toplayamadığımdan yazamıyorum. Buraları da dağıtmak istemiyorum. Bugün farkettim, yemek yerken bile çok düzenli bir insanım. Her şeyi tane tane, sırayla yapıyorum. Hepsinin birbirleriyle birliktelikleri var. Hayatımda bunun olmasını kaldıramıyor olabilirim diye düşünmüyor değilim. Düşünüyorum. Blog da bu yüzden yazıyorum sanırım. Normalde hayatın akışıyla kayıp giderken gözüme çarpanlar üstünde düşünmek için.
Düşünmeyi seviyorum. Durumlar üstünde, hayatlar üstünde. Kendim için doğru mesleği de bulduğuma dürüstlükle inanıyorum. Sadece o mesleğe gidecek yolu doğru bulduğumu söylersem yalan söylemiş olurum. Sadece bu ülkedeki herhangi bir yolu doğru bulduğumu söylerken kendimi kandırmış olurum. Ama aslında hayat sadece Doctor'un yalnızlığı. Çok saçma bir geçin demeyin, anlamıyorsunuz ki ben the lonely decision dinlerken kalbim eziliyor, gözlerimin önüne buğulu bir perde iniyor. Sonra yükseliyor, yükseliyor. Kalbim 1-2 saniyeliğine yerinde kıpırdanıyor. Derin bir nefes alıyorum. Ama boğazımda sanki paslı çiviler, göğüs kafesim bu yalnızlığı taşıyamayacak kadar kırılgan.
O yalnız bir tanrı. Ve onu düşünmek beni asla üzmeyecek. onu düşünmek beni asla mutlu etmeyecek.


5 yorum:

Adsız dedi ki...

sen blog yazarsan, benim kalbime bildirim gelir.

in flames dedi ki...

Helene, canımsın ya. Şu yorumu tekrar tekrar okuyup mutlu oluyorum. Öper-im.

Adsız dedi ki...

tanrınıki yalnız ona özgü bir yalnızlık değilmiş anlaşılan.

Adsız dedi ki...

Yüzüne bakmasam bile surat ifadenin ne manaya geldiğini anlayabiliyorum, çünkü ben senin ruh eşinim. Kdiwa olandan.
peh peh. :)

in flames dedi ki...

Evet değilmiş anlaşılan :) Ve bu o kadar üzüyor ki beni..