19 Mayıs 2012 Cumartesi

chasing pavements



Should I give up or should I just keep chasing pavements, even if it leads nowhere?
Coğu zaman, insanları tanıdığımı zannediyorum. Birine bağlanmak istiyorum, bir bütün olmak ve güvenebileceğim tek kişi olmasını. Farklı insanlar geçip gidiyor hayatımdan, hepsi kötü izler bırakıyor ve ben tekrar deniyorum. Deniyorum, deniyorum, bulamıyorum. Çizeceğim yolun ne olacağını, benim kim olacağımı, nerde olacağımı ve yanımda kimler olacağını kendim seçemiyorum. Hayat beni saçmasapan noktalara getiriyor. Her zaman pişman oluyorum. Ama bu pişmanlığı haketmiyorlar bile ve daha da kötü hissediyorum. Daha bu yaşta ne yaşadım ki sanki meselesi de değil. Çok şey yaşayabilirim ben bu yaşta. Hiçbiri de zamanla geçmez, unutulmaz. Ama insanlardan nefret ettiğim kadar da, yalnızlıktan korktuğumu göz önünde bulundurduğumuzda, i'll just keep chasing pavements. Ve beni bir boşluğu sürükleyecek, hiçbir yere götürmeyecek.
Hiçbirşey, duygusal çöküntüler yetmiyormuş gibi derslerle başa çıkamıyorum ve insanlara kalmaktan ne kadar korktuğumu anlatmaya çalıştığımda herkes sana güveniyorum, geçersin diyor. Bana güvenmeyin! Çünkü ben burda kalıyorum ve hiçbiriniz anlamıyorsunuz. Ne kadar çalışırsam çalışayım olmuyor ve ben fen seçmekle çok büyük bir hata yaptım. Seneye kendime yeni bir yol çizeceğim, ama her zamanki karamsarlığımla konuşursak o yol beni daha da kötü bir çıkmaza sürükleyecek. Okulumdan nefret ettiğimi söylemiş miydim ? Gerçekten arkadaş diyebileceğim bir kişim olmadığı düşüncesine kapıldığımı bazen? O kadar insanın arasında, gerçekten hiç arkadaşım nasıl olmaz ? Yanımda olan bir kişi. Yalnızlıktan, umutsuzluktan nefret ediyorum. Çok kötü bir modda olduğum, kötü bir dönemden geçtiğim için tabii yazımda böyle birşey oldu. Bazen mutlu olduğum doğrudur, geçiçi mutluluklar.

bu bir mimdi, ve konu yok gibi birşeydi, iç dökme diyebiliriz. işte içimi döktüm, kapkaranlık içimi.

kapkaranlık deyince aklıma geldi. kıskançlıklarım, çekememelerim, ah herşey. Bu okuldan nefret ediyorum. Ayşe derdi bunu eskiden, okuldan nefret ettiğini söyleyip dururdu. Bende saçmalayıp nakil gitmesinden falan korkardım bir yandan, bir yandan da anlamazdım neden nefret ettiğini. artık anlıyorum.

Erkeklerden nefret ediyorum ayrıca. Evet burası nefret kusma yerine dönüyor. Sürekli seninle ilgilenip, her sözünle gözlerinin parlamasına yol açan ama bir adım atmaya korktuğu için herşeyin sönüp gitmesine neden olan erkeklerden.

Biscolatalar çok güzel ayrıca, her çeşidi. Yiyip yiyip sanki o reklamdaki adamlara sahip olma şansımızı sıfıra indiriyoruz, ne büyük çelişki.

something tells me you know how to save me? demek isterdim ama something tells me you cant never and ever save me.

abimin koridordan geçerken attığı bakış bana dersime dönmem için uyarı mesajı verirken, okuyan varsa eğer ki honey dışında sanmıyorum, nefretimden dolayı üzgünüm.
sadece dünyadaki en karamsar ve dertli insan gibi davranmak hobime dönüştü. kendime acımayı ne zaman bırakıp birşeyler yapacağım acaba? içeri gidip biscolatayı almayı düşünürken değil elbette. benim irademi kim yemiş ?

Keşke ipadim olsa ve fan fic okuyabilsem tüm gün. keşke okul bitse ve bilgisayarımla yapışık yaşamaya başlasam, honey birşey söylediği her seferde dersim var demesem.. şu hafta bir geçse, ah bir güzel geçse. lütfen Allah'ım, sadece sınıfı geçmek istiyorum.

5 yorum:

Lynn dedi ki...

Yazın tüm kötü enerjini çekip alacağım. Ama sonra bana geçmiş olacak. Ben ne yapacağım? Aman siktir et, kahve içer dertleşiriz. Free-smoking. Şaka.

in flames dedi ki...

umarım birgün içeceğiz biz o kahveyi. ben bütün kötü enerjimi o kim olduğunu bildiğin kaşara vermek istiyorum... kötü şaka :( hem bıraktım :D

Adsız dedi ki...

Neslit bok Neslit yarın senin pis yanaklarını ısırırsam korkma benden tamam mı kuruntulu bok senii :)

Adsız dedi ki...

Bu arada biliyor musun ben okuldan hala nefret ediyorum :(

in flames dedi ki...

sevilecek yanı nerde ki o pisbok okulun aşkım..